öss, ygs, lys fark etmeden hiçbir üniversite giriş sınavı sisteminin zeka ölçmek ya da öğrenicinin okumak istediği bölüme uygunluğunu belirlemek gibi bir işe yaramadığını anlamamış insanlara laf anlatmaya üşenmektir o, utanmak değil.
ben hiç anlamayacağım şu "özel okulda salaklar baba parasıyla okur" mantığını. burslusunu falan geç aga sen sınava hazırlanırken isyan etmiyor musun "bu sınav zeka falan ölçmüyor amk böyle sistem mi olur" diye? ediyorsun. adam bu sistemin açığından faydalanıyor. adaletsiz bir durum mu? evet. adaletsizliği sağlayan özel üniversitede okuyan öğrenci mi? hayır. derdiniz ne sizi? özel okulda okuyan tipler mi? sanki tek tipiz kodumunun okulunda. sözlükte özel üniversite başlıklarında söylenen o tiplerden ne kadar gördümse dört senedir okulumda, devlet üniversitesinde eğitim alan arkadaşım da o kadarını görüyor. mal her yerde mal. o mallık seviyesini üniversite sınavı ölçmüyor yalnız.
üniversite sınavıyla, dört (yedidir o yedi) senelik eğitim hayatının aynı olacağını düşünmek de saçmalık. ikisi de çok farklı sistemler. öğrenmesi, çalışması, başarılı olması tamamen farklı matematikler üzerinden yürüyor. arkadaş üniversite sınavında derece yapıp okula birincilikle girdim, dökülüyorum lan not ortalaması olarak. yükselmiyor kodumunun ortalaması, yükselmiyor. geçenlerde öyle bir deneyeyim diye ales'e girdim, yine derece yaptım. ne anladık bundan? sınavda derece yaptım diye zeki miyim? okulda notlarım kötü diye aptal mıyım?
bu iki yüzlülüğü bana anlatın ya. sisteme sürekli laf atıp, bu sistemin salak sınavlarına göre birilerin zekasını ölçme mantığınızı bana anlatın. arkadaş, radyo televizyon sinema okuyorum ben. bölümde burs kazanmak için köpek gibi matematik sorusu çözdüm zamanında. matematik bilgim mi benim bu alana uygun olup olmadığımı belirliyor? türev integral bilince mi iyi bir hakim mizacına sahip oluyorsunuz?
ayrıca bu yaz gönüllü tercih danışmanlığı yaptığımda fark ettiğim bir durum var. birçok aile ortalama puanlarla, istanbul dışında bir devlet üniversitesine göndermektense çocuğunu, %50 bursla (ya da kimi bölümler için burssuz) olarak istanbul'da özel üniversitede okutmayı tercih ediyor. şehir dışında çocuk okutma masrafıyla hesaplandığında aynı yere çıktığını söylüyorlar, hiç değilse çocuk yanlarında olsun ve iyi bir eğitim alacağı kesin olsun istiyorlar. akademisyen kadroları günden güne eriyen ortalama devlet üniversitelerindense (boğaziçi, gsü diye atlamayın amk) belli bir standartı koruyan vakıf üniversitesini tercih ediyor.
size mi kaldı sikik bir sisteme göre insanların zekasını etiketlemek?
gecenin şu saatinde aslında birçok yerde vuku bulan ancak yine de pek gün yüzüne çıkmayan bu konuyu cımbızla çekip tek bir cümle ile açıklamak gerek:
kişi %15000 çok-çok zengin bir babanın evladı değildir. babası kendisi için emekli olmuştur ve oradan gelen parayı oğlunun eğitimine feda eder. e tabi çocukla küçüklüğünden beri yoğruluş biçimi itibariyle diplomayı alıp bir işe girene kadar bunun burukluğunu yaşar.
parasıyla hava atmayı sevmeyen ve düşünceye sahip olan zengin kesimin çocuklarıdır. o üniversiteye parası olduğu için değil, derslerinde kötü olduğu için gittini bilen kişi utanır. ama parası var diye giden (bunlar genelde sonradan görmüş olanlar) utanmadan söyleyebilir.