zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. ben de biraz ellerimi yorayım dedim ama yanlış anlamasın kimse ossbir çekmiyecem entry yazarken. açıkçası devlet üniversitesinde okumuş biri olarak yazıyorum.
ilk başlarda ben de çok önyargılıydım vakıf üniversitelerine. yani birisi daha zengin olduğu için neden daha iyi olanaklarda okuyor? bunu bir türlü algılayamıyordum kapasite yetersizliğim vardı sanırım. sonra üniversiteyi kazandım düştük yollara. aileden uzakta olunca insanın değer yargıları daha farklı olmaya başlıyor. kaldığım yurtta özel üniversiteye gidenler de vardı devlet üniveristesine de. lakin havalı olmak, "tiki" olmak kesinlikle özel üniversiteyle alakalı değilmiş bunu gördüm. ayrıca gittiğim okulda da zengin aile çocuklarının varlığından da anladım. özel üniversitede okuyan bir insan şuanda en yakın arkadaşım. bunun yanında ne tikiliğini gördüm ne de hava attığını? gayet sıradan. yeri geldi okuluna da gittim. evet, mevzu bahis insanlar var ama bir kısmı böyle. ama onları bu tercihlerinden dolayı yadırgayamam. ben nasıl ki sıradanlığı seçiyorsam o da havalı olmayı seçiyor. genel kültür birikimi ise paraya endeksli değil. insan gelişmek isterse her şekilde bir yolunu bulabilir. istemiyorsa da bunun için karşınızdaki insanı zorlayamazsınız.
ayrıca özel üniversitelerin imkanları birçok devlet üniversitesinden daha iyidir. bu da o okulları tercih etme nedeni içinde yer alabilir. eğitimde eşitlik şuanda türkiye için çok uzak bir hedef. bunun yanı sıra bu insanları özel üniversiteyi tercih ettikleri için dışlamak sadece saçmalıktır.
%45'i kendini devlet okulunda okuyormuş gibi hissettirmeye çalışan öğrenci tipidir. geri kalan %55'in içinden sıyrılmak isterler. onlarla yapamazlar. onların dilinden anlamazlar.
birçok önyargıya ve gereksiz genellemeye maruz kalan öğrencidir. bu önyargılar ve genellemeler hayatının sadece öğrencilik kısmını değil, mezun olduktan sonrasını da etkiler. sürekli "bursluyum ben ama" söz öbeğini tekrarlatan aptalca his tarafından dürtülen öğrencidir. kaldı ki "noolur burslu olmasam" diye naralar atmak ister. ancak hiç bir işe yaramayacağını anladığı için artık açıklamaktan bıkmış öğrencidir. ***
içlerinde burslu okuyanı da vardır, asgari ücretle aynı fiyata aldığı kot pantolonuyla övüneni de. bölümünü birinci olarak bitireni de vardır, önceki akşam x clubında 1000tllik hesap ödemesiyle hava atanıda. lakin birinci şahısların oranı yüzde 1-2 iken ikinci şahıs baba parasına güvenen tiptir. sonu hazindir. zira babasının ölümsüz değildir...
lisedeki sınıfımda ne kadar gerzek varsa özel üniversiteye gittiğinden ister istemez önyargım var özel üniversite öğrencisine karşı. sanırım öss şanssızlığı eseri vakıf üniversitesine gitmek zorunda kalan öğrenci yüzdesi %5 falan. herkes de kendini bu dilimde görüyor. bir de şu argüman vardır ki kusarım: "benim puanım birçok devlet üniversitesine yetiyordu." evet yetiyordu ama gittiğin van'da o sarı saçlarını her gün fönletecek kuaför arayışına girecektin bi daha yavrum.
sanki puanı istanbul üniversitesi hukuk fakültesi'ne yetiyordu da canım işte kültür'ü seçti. özel üniversite öğrencileri hakkında bir genelleme yapamayacağım ama gördüklerimin %99'u buna benzer yalanlar söylüyorlardı.
hem bazı şeyler olmayınca olmuyor be. üstüne para verip sınavdır, ödevdir çekmeye ne gerek var? para verip okunur mu ya? çok gülüyorum buna.
gerizekalı tespitlere maruz kalan öğrencilerdir.* kardeşim para ile okuyan kaç kişi gördün tanıdın bu hayatında. nerden biliyorsun onların ne olup ne olamadıklarını. kıskançlık demek böyle bir şey oluyor.