öncelikle daha hokkalı bir başlık düşünmüştüm ama en ahlaklısı buydu.. yoksa iç sesimin söyledikleriyle pek bağdaşmıyor bu başlık, kesinlikle bunu belirtmek isterim. çok daha hafif kalmakta.
evet, nedir bu sektörün çalışanlarından istedikleri ben anlamış değilim. var mıdır anlayan?
esnek çalışma saatleri adı altında çalışanların iliğini kemiğini kurutursun, sürekli talepkar olursun ama hiç bir talebi yerine getirmezsin, beşeri ilişkileri sıcak tutmak adı altında yalakalığı esas alırsın, misyon/vizyon diye yırtınırsın ama herşeyi kendi istediğin kılıfa uydurursun, hiyerarşik düzen diye hepimizin anasını bellersin ama kimsenin kıdemine saygı göstermezsin, sonra da kalkmış yok performanstan yok verimlilikten yok efendim hedeflerden bahsedersin..
aynen öyle. özelmi evlerden ırak. yetti artık ya. özel sektördesin diye bukadar üstüne gelinmez ki insanın canım. yöneticilere sesleniyorum bizimde insan olduğumuzu hatırlayın lütfen. robot değiliz. makina değiliz. ve lütfen evdede çalışın demeyin. bu nedir ya.8de evde oluyoruz zaten e sabah 8 iş başı. olmazki ama anlayış.
sektör olarak zaten kapitalizmin kucağında bir sektörde çalışıp* bir de üstüne üstlük bu ''özel sektör'' yavşaklığının getirdiği her türlü şeyle karşılaşmak, işte böyle yazdırıyor insana maalesef..
haa bir de bayansan, allah hele bir de es kaza bayan bir yöneticiye düştüysen, demem o ki vay haline!
asgari ücretle sigortanın ödenmesidir. bir anda kapanan şirketlerdir. etinizden, sütünüzden, derinizden yararlanılmasıdır. neredeyse üzerine para ödettirip çalıştıracak üçkağıtçılardır.
öncelikle başlığı açan arkadaşa teşekkür gerektiren cümledir. özel sektör öyle bir hal almıştır ki, devlet bünyesi altında çalışmaktan bıkmış sürülmekten sıkılmış insanların işlerinden istifa edip tercih ettikleri bu kurumlar ya da kuruluşlar , insanları sadece kullanmayı amaç edinmişlerdir. her sektör hakkında fazla bilgim olmamakla birlikte hepsinde yakinen aynı olduğunu düşünmekteyim. devlet okulunda öğretmenlik yapmak her ne kadar şerefli ve gurur verici bir iş olsa da, insanı çıldırtacak seviyeye ulaşmıştır günümüzde. bu yadsınamaz bir gerçektir. idealist ve öğrencinin yanında bir öğretmen olarak bütün olumsuzluklarından kaçarsınız devlet okulunun. özel sektörde çalışmaya başlarsınız. ve birde bakarsınız ki yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşsunuzdur. yoğun çalışma saatleri sizi öldürür. haydi eyvallah dersiniz. çünkü çalışmak için burdasınızdır. ama unutturulan en önemli şey sizin devlet okulundaki baskılardan kaçıp dilediğiniz gibi öğretmenlik yapmak için oraya geldiğinizdir. kendi yöntemlerinizi uygulayamazsınız. gerekçe olarak ta öğrencilerin sınava hazırlandıkları öne sürülür. ne yazık değil mi? evet özel sektörün köküne kibrit suyu. geri kalanlarının da köküne kibrit suyu. kafanızın rahat olmasını istiyorsanız, bir müddet katlanıp bütün sektörlerin dayanılmazlığına kimselerin olmadığı uzak bir bölgede bir çiftlik satın almanız ve domatesinizi biberinizi kendiniz yetiştirmeniz gerekmektedir. hepsine has sektör diyorum.
evet yine bir iş günü ve yine bendeniz buraya bir şeyler yazmaktayım görüldüğü üzere.
bugün ki konumuz; sözüm ona ''özel'' olan bu sektördeki hemen hemen tüm yöneticilerin çalışanlarından hem akademik, hem kalifikasyon, hem de insanı olarak daha vasıfsız olduğu gerçeği.
iyi de bu gerçek neyi değiştiriyor ki, tabi ki hiç bir şeyi.
