değer görmemek.
itilip kakılmak.
çok çalışmak.
az kazanmak.
izin gününün haftada tek bir gün olması.
basit insanların sırf işi biliyor diye müdürlük taslaması.
egolu köpeklere katlanmak.
7 yıl boyunca yaşadığım zorluklardır . it gibi çalış gece gündüz eline 1.000 tl geçer . hep 10 yıl sonra nerede olucam acaba sorusunu sorar durursun kendine . stres , yorgunluğun üzerine birde mesai arkadaşlarının olmayacak tripleri kaprisleri tuz biber olur .
pazar günüde çalışmak zorunda olmak. restleştiğiniz takdirde üstlerinizle, aslanım senin yapacağın işi daha ucuza yaptırabileceğimiz bilmem kaç bin insan var diye posta koymaları. yükseldiğiniz görüldüğü takdirde ayağınızı kaydırmaya çabalamaları. iliğinizi sıkıp, suyunu çıkarmaları.
adı bende saklı bir dershanede geçirdiğim 4 aylık tecrübe bile özel sektörden tiksinmeme yetti hatta arttı bile...
çalışma saatler: sabat 8, akşam 7...
öğle arası: 15 dakika...
tenefüsler: 10 dakika ama genellikle öğrencilerin çözemediği sorularla ilgilenerek geçmekte.
yıllık izin: hiç yok. hatta bir yakınınızı kaybettiğiniz zamanlarda bile zar zor izin veilir ve iznin birinci gününden sonra d.hane müdürü tarafından " ne zaman geleceksin?" tacizleri başlar.
verdiği maaş: ortalama 900tl. sigorta asgeri ücret üzerinden yatar ve yıllık ücret zammı yaklaşık %5'tir. yemek paran ve yol paran ücrete dahildir.
yönetimle ilişkiler: tamamen sömürme ve emir zinciriyle kurulu...
boş ders anlayışı: ola ki (genelde olmaz da) boş ders saatin var. ya etütlerle doldurulur ya da dışarı d.hanenin reklam broşürlerini dağıtmakla değerlendirebilirsin.
daha yazacak çok şey var belki ama yazarken bil stres olduğum için bu kadar yeterli.
maksimum efor sarfederek yetersiz kazanç sağlamak. hele çok yönlü bir çalışansanız çok afedersiniz eşşek misali yük bindirirler sorumluluklarınız işteki refahınızla ters orantılı olarak kat ve kat artar.
bütüüüüün bu yukarıda sayılanları denetlemekle sorumlu olan çalışma bakanlığı ve sgk gibi kurumların asla bu vahşi orospu çocuğu kapitalist sisteme müdehale etmemeleri...
göz göre göre fazla mesai yaptıranlara, sigortasını yatırmayanlara, maaşını geç verenlere, personeli habersiz girdi çıktı yapanlara tek kelime etmezler...
amına kodumu memleketinde, patron kırmızı ışıkta geçmekten korktuğu kadar yanında çalıştırdığı personelin haklarını yemekten, sigortasız çalıştırmaktan, izinlerini, ihbar,kıdem tazminatlarını yemekten, fazla mesai yaptırtmaktan korkmaz...
çünkü bu ülke köpeksiz köyde değneksiz gezenlerin cirit attığı bir ülkedir...
ne işe yarasınız siz ey çalışma bakanlığı müfettişleri, ey sgk müfettişleri.