ailesinin yanında kalmıyorsa enlemesine oturmuş insandır. fakat şöyle bir durum vardır ki sadece deneyim kazanmak için bir süre para almadan çalışan mühendisler bile var. buna azim denir ve takdir edilir. fakat bu deneyimden sonra da 3,4 yıl sonra durum hala değişmemişse bu sadece ülkede çok fazla üniversite mezunu olmasından kaynaklanıyordur. mezun sayısı zaten çok fazla sayıda olmayan işverenin "sen yoksan başkası var" diyebilmesini sağlıyordur.
üniversite adı altında bir sürü olmasada olur,daha ziyade isimden ibaret mekanlar olduğu için bazı durumlar için daha az şaşırtıcı ve üzücü olan meseledir.
Üniversiteyi bitirdiğinde beyninde neler kaldığıyla alakalı bir durumdur. Lakin ülkemizde sırf elinde diploma var diye gögsünü kabartıp iş arayan dalkabuklar da vardır. ve bu dalkavuklar pişkin pişkin ülkede işsizlik olduğunu savunur dururlar. Arkadaş, kendini geliştirmen için verilen fırsatlarda aklın neredeydi!? ha, sonrasında şunu söyler beyin hücresiz : "ama herkes tecrübeli eleman arıyor" yok arkadaşım, yok öyle bir şey. sen staj zamanında insanların beynini vakumlamak yerine gidip karıyla kızla gezdiysen, naylon staj yappıp bunun bir cinlik olduğunu da düşündüysen, üzerine benzin döküp yakmak gerek seni. Hiçbir şey bilmediğinden ve onca aldığı eğitimden bir şey anlamamış olması, içerisinde bulunduğu durumuda gözler önüne sürmektedir. insanın önce kendisine bir bakması gereklidir anlayacağınız. ha, istisnalar yok mudur? tabiki vardır.
güvenlik sekreter gibi personelin asgari ücretin yani 577 tl'nin biraz üzerinde 650-700 tl aldığı bir ortamda 850-900 tl ile kendisine yazık eden kişidir.
bu şekilde çalışan çok fazla insan var. Hele ki büyük sehirler dışında bu parayı görmek bile çok zorlaştı. Piyasada çok fazla mezun var. Elini sallasan mühendise, mimara, işletmeciye çarpıyor. Bu şartlarda bu ücrete iş bulmak bile gerçekten zor ki, bir çok iyi okul mezunun işssiz gezdiğini biliyorum. Atıp tutan, ve üniversitede kendini geliştirecen olum diye sallayan tiplere;
ev kirası+ market alışverişi+ full akbil üçlüsünü karşılayabiliyorsa gülümsemesi, hayatın tadını çıkarması ve günlük güneşlik bir günde kırlarda koştuğunu görebileceği rüyalara yatması beklenen insan.
kimseye söyleyemese de rüyalarında kırlarda neden koştuğunu biliyoruz çoğumuz.
(bkz: run for your life)
okursun, okursun, memur olursun. ülkeye bi faydam olsun dersin, gelir bir yavşak "okudun da noldu, oturduğun yerden kazan" diyerek bam teline demir bir mızrakla vurarak seni delirtir.
hayatında 2 sayfa kitap okumamış adam sana hava atmaya başlar, "biraz daha okusaydın da işçi olsaydın, bak ben daha çok para alıyorum" * biraz daha zeki olsa embesil olabilecek bu adam, tüm ideallerinizin ve ümitlerinizin içine eder.
bu şükürcü güzide toplum sayesinde, önümüzdeki 30 40 sene boyunca göreceğimiz türden mezunlardır. bugün 1000 olan, yarın 500, sonra 300 diye devam eder. sonra bir bakarsınız, günlük 1 ekmek 3 bardak suya şükrediyorsunuz. bunu göremeyip hala "şükretmelidir" diyen zihniyete aklım ermiyor, ermesin de zaten.