kamu kalorifer gibidir herkes ona götünü dayamak ister, dayayanlar önce bir oh çeker ama birden sıcaklığı gören bünye hem mayışır tembelleşir hem de mide gaz yapar sürekli homurdar.yani şikayetlere başlar.
birinde odanızda çaydanlık bile vardır ama diğerinde çay makinası vardır oda kim bilir nerdedir
birinde canınız isteyince iş yaparsınız diğerinde kanınızı emene kadar çalıştırrlar
birinde saaat daha 17:00 olmadan mesai biter diğerinde 17:30 olmuştur anca çıkablrsinz
+Özel sektör, sex konusunda tecrübeli, böyle işlere eli yatkın, görmüş geçirmiş, size yeni çığırlar açabilecek yolları sunan bir kadın ile sex hayatınızın olması gibidir.*
+Kamu ise, 30 yıllık eşiniz ile sex hayatınızın olması gibidir.*
Birinde kaderiniz bir patronun iki dudağı arasındayken, patron insanının sabah karısıyla kavga etmiş olması, iş yerinde sizin işsiz kalmanıza neden olabilecekken, digerinde işinde gücünde bir memursaniz, işten atılma diye bir derdiniz yoktur.
Birinde, çıkmasında hiç ilginiz alakaniz olmayan krizlerin faturasını siz ödersiniz, patron BMW sinden vazgeçemediği için işçisini şutlar diğerinde kriz olduğunu gazetelerden okursunuz.
Zoru sevenler için her zaman özel sektördür. Evet yarın işten çıkarılmayacağının bir garantisi yoktur fakat yarın ölmeyeceğininde bir garantisi yoktur.
(bkz: Hayır memurları kısanmıyorum)
özel sektör kişiyi sürekli dinamik tutar.
kamu da ise kemikleşmiş bir yapı vardır.ne kadar değişmek,değiştirmek istesen de bir süre sonra sen de o çarkın içinde dönmeye başlarsın.
kamu sektöründe haketseniz dahi terfi almanız çok zordur, siyasi oynamak gerekir yoksa olduğunuz yerde sayarsınız,
özel sektörde ise ne kadar iyi olursanız karşılığını mutlaka alırsınız.
devlette eşşek gibi çalışırsınız...
ama bazı algı güçlüğü çekenler akşama kadar oturduğunuzu sanırlar...
derdinizi bir türlü anlatamazsızınız...
özelde çalıştığınız günleri hatırlayıp en azından o zamanlar taktir edildiğinizi düşünürsünüz.
o ay metresine fazla arcama yaptıysa maaşlar gecikebilir...
patron sana verdiği her şeyi sanki lütfediyormuş gibi algılar...maaş, izin, kıdem sanki aslında hakkın değilmiş de patron acıdığı için veriyormuş gibi olur...
ekmek veriyorum sözü en güzel ifadesidir...
diyemezsin ki ona "be amınakodumu çocuğu 10 liralık kazandırmayacak olsam 1 lira verir misin, koca götünü daha da büyütmek için bana ve bilgime ve emeğime ihtiyacın olmasa yağmurlu havada su verir misin şerefsiz" diye.
birinde patron şahıstır diğerinde devlettir. bu yüzden patron devletle çalışan fazla karşılaşmaz ama diğerinde patronun gözü her daim çalışanın üzerindedir. ürettiği katma değeri hiç hesaplamayan çalışan her ikisinde de patrona söver.
kamuda ne uzar ne kısalırsın, ama her ayın on beşinde bankamatiğe gönül rahatlığıyla gideceğini bilirsin.
özelde ise hızla yükselebilirsin ama her an kıçına tekme vurulabilir.