yaşın kemale ermesi ile öne çıkan eylemlerden biridir. gerek şartlar gerekse de fikirlerin oturuşması sonucu bunca zaman birlikte olmaktan keyif aldığımız insanlarla artık birbirimize batmaya başlarız.onun bir dediği bize, bizim bir dediğimiz ona uymaz. yaşamdan beklentiler farklılaşır.farklı istekler ve arzuların peşinde yolculuklar yapmaya başlarız.ister istemez ayrılık çıkagelir ortama. bu bir mecbur mesafedir.
kolayca yaptigim durumdur. kafami bozani beni üzeni düsünmeden silerim hayatimdan. ara sira temizlik iyidir.
-sevdim mi tam severim,sildim mi bir kalemde uleannn!!!
bir de bunun özel hayattan insan'lar' silmek versiyonu vardır ki o daha bi kolay sanki. iki-üç gün önce hayatından bi daha döndürmemek üzere dört insanı silen biri olarak diyebilirim ki; kolay. çok kolay. çok kişi olunca öff zaten kimim var lan alayını sil diyerek siliyosunuz. toplu kıyım. yamuk yapan, vefasızlığı bi milyon olan insandan daha ne beklenir? o insanları silsen de silmesen de senin için yoklar. naparsın. sen yalnızsın.
halk arasında "özel hayattan insan silmek" olarak bilinen bir eylemdir. Cesaret ister. Doğru olduğunu kimse savunamaz, ama yeri gelince uygulamak gerektiği gerçeğini de kimse inkar edemez.
Sanal dünyadaki karşlığı arkadaş listesinden kullanıcı silmek, msn listesinden çıkarmak, telefon üzerindeki kayıtlarını çöpe atmak olarak tezahür eder.
Lakin gerçek "özel hayattan insan silmek" fantezisi, pms dönemindeki sinirli, asabi hanımların iki gün sonra barışacakları ayrılıklarda attıkları sildim seni tehditlerine benzemez. En korkutucu silmeler, gözü en kara, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, yalnızlıktan korkmayanların silmeleridir.
mesela:
-baba: evlat, ben biraz keyfmin pesine dusup seni unutacagim.
-evlat: güle güle moruk.
-amca: baban öldü, cenazesine gelmiyor musu...
-yeğen: yanlış numara.
-dede: ya torunum kusuruma bakma, sana mirastan pek pay kalmadı, affedebile...
-torun: tanışıyor muyuz beyamca?
-dayı: kitabında bazı detaylar canımı sıktı.
-yeğen: eyvallah canım.
-kardeş: abi bana para gönder.
-abi: nakit avans limitiniz dolmuştur.
-yayıncı: yazdıklarınız çok sert.
-yazar: sansürünüze bir size iki.
-sevgili1: bazı şeyleri tüke...
-genç: güle güle.
-sevgili2: acaba aramızdaki iletişimi mi kay...
-genç: eyvallah canım.
-sevgili3: bu ilişkiyi gözden geçi...
-genç: kapıyı arkandan kapa.
-sevgili n: ofiste sevgilin mi var senin?
-adam: bir kaç saniye sonra olacak.
-sevgili n+1: ben süper bir insanım, seni çözdü...
-adam: dıt. (cep telefonunu kapama efekti)
-arkadaş1: abi ne kadar asosyal bir adamsın, oraya çağırıyoruz gelmiyorsun, buraya çağı..
-telefon: dıt dıt dıt dıt dıt.
-arkadaş 2: hocam hadi gecelere akalım, içelim coşalım, sarhoş olup kusalım, helelooy...
-adam: arama bir daha.
-arkadaş3: erkek arkadaşım beni terk etti, çok mutsu...
-adam: kendi stresim bana yeter canim. güle güle.
-arkadaş 4: abi dağlara geldik, elinde kalem yazı yazdın bütün ekspediyon boyu...
-dağcı: kurt, atıl oğlum. parçala.
-arkadaş n: abi kusura bakma, evlendikten sonra biraz koptuk ama, inşall...
-adam: bir ömür mutluluk dilerim.
-arkadaş n+1: uzun yazma sıkılıyorum ben
-adam: hayatta başarılar.
dolayısıyla denilebilir ki, özel hayattan insan silmek bir yaşam biçimidir.
günler geçtikçe, ne kadar doğru bir karar aldığını çok daha iyi anlamaktır. huzur, her yeni günle artar. insan, kendini kuş gibi hafif hisseder. kendini bulur.
iki sebebi vardır; ya silen kişinin kendisi değişmiştir ya da sildiği kişi. ortak payda kalmayınca silmek kaçınılmaz olur. 'fukara sümüğü gibi yapışmak'tan* kaçınmayan siliklere rastlanır zaman zaman ama bir kere sildikten sonra geri dönülmemelidir. bırakın onlar zavallı sümüksü hayatlarına devam etsinler. siz de entrileri rahat rahat döşemeye devam edin. çok mu üstünüze geliyorlar? beni nasıl silersin mi diyorlar? o zaman onlara şu tepkiyi verin: seni lanet sümüksü yapıdaki bok! bırak yakamı. belki sümük olmak ona ağır gelmiyordur, hatta bir bok parçası olmakta... ama sümüksü yapıdaki bok* olmayı kimse kendine yediremez... arada kalmayı kimse istemez.
özel hayattan insan silmek çıkmaz bir sokaktır sanki..
kişi size ne kadar acılar çektirse de, neler yaşatsa da sildim dersiniz ama olmaz. hayatın o kadar dönemini birlikte geçirdiğiniz, birlikte güldüğünüz ve birbirinizi keşfettiğiniz, sarıldığınız o günlerden sonra olmaz..
hep aklınızın bir köşesindedir. imkansız bir eylemdir birini silmek..
ingilizler der ki: ' bırak gitsin, dönerse senindir. '
günümüzün çıkar ve yozlaşma üzerine kurulu ilişkilerinde ayakta kalıp bir de değer vermek hem erdem ister hem de yorucudur. insan gerçekten severse sevdiği için elinden geleni ardına koymaz. özel hayatını iyi koruyan sınırları çizmesini de, kaldırmasını da iyi bilir. gerçek bir çelişkiler yumağında eli kolu bağlanmadan ilişkilerini sürdürmeyi öğrenir.
ancak bazen vefasızlar ve aşkı oyuncak sananlar çıkar. işte onlar her şeyi şakaya alır ve ilişkilerin tadını bırakmaz. böyle zamanlarda gönül ne kadar güçlü olursa olsun, eninde sonunda kırılacaktır.
özel hayattan insan silmek, sabırla sevmek kalbi yaralamaya başladığında yeni bir başlangıç ve gülen yüzler için gereklidir. tatsızdır ama son ve kesin çaredir.
bazıları bekler ki inceldiği yerden kopsun. ona sorsan üzemez kimseyi. kırgınlık olmasındır şimdi. araya mesafe koyma gibi gayretler gösterir belki ama "hayır" demeyi bilmediğinden anca karşı tarafın belirlediği mesafede gider gelir, sürüklenir kendisi. tercih onundur elbet.
benim gibi tahammülü az kişiler ise rahatça elekten geçirebilir hayatındakileri. misal; üç beş dostum var, biriyle konuşabildiğimi bir diğeriyle konuşamıyorum. anlayamayacağını düşündüğüm kişilere laf anlatmaya çalışmıyorum. ailemi yakından tanıyan kişiye babamın yediği bir naneyi anlatabiliyorum, kafayı erkeklerle bozmuş diğer bir arkadaşıma sevgilimden dert yanabiliyorum. ama paylaşıyorum ve onlara da diyorum: "anlamayacağımı düşünüyorsan şayet hiç zorlama. anlatma, istediğin neyse onu karşılayabilecek olan kişiyle konuş bunu". gün geliyor hiç tanımadığım birine en baba derdimi söylüyorum, nasıl oluyor bu saçmalık bilmiyorum ama birkaç defa yaptım bunu da. söyledim rahatladım o kişiyi bir daha da görmedim işin enteresanı.
bir ucundan yakaladım mı bir insanın, bırakmam kolay kolay o ayrı. ama artık eski takat yok bende. kusuru varmış kabul, bende kusurdan bol ne var ancak konuşabilmeliyim karşımdakiyle. tarışmalıyım, sinirlenip kalkmalıyım bazen. sözünü sakınmamalı, ne der acaba diye çekinmemeli. ben düşünmemeliyim kırılır mı diye. rahat oturacam ben arkadaşın yanında. rahat edecek o da benim yanımda.
herkesin derdi kendine büyük. lanet olsun hepimizin derdi var. çözüm arayacaksın, gebersen de ağlamaktan bileceksin yarın öbür gün atlatacaksın.
sürekli dert yanan değil, sorununu hiçbir zaman halledemeyeceğine inananları, kendinden emin olmayanları, kusurlarını, korkularını sahiplenmeyenleri geçiririm ben elekten. çalkalarım şöyle bir, yere düşenleri bir güzel temizler, elekte kalanları alırım avucumun içine.
sevdiklerimi sahiplenir, sildiklerime veda etmem ben.