bugün

Kavuşmak şart mı? Boşver ”bazı şeyler yokken güzel”
ölünceye kadar seni bekleyecekmiş. sersem. ben seni beklerken ölmem ki. beklersem.
Özdemir Asaf Edebiyatımıza Katkısı büyük olan şairdir efenim.
-hoyrat-

yüreğimdeki aklımda
hep aklımda, hep aklımda..
akıl kesildi yüreğim,
yürek kesildi aklım da.
Ben sana hep üşüyordum,
çünkü kıştım..
Nakıştım, bakıştım..
inkar etmiyorum da bunu..
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım..
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım..
*
"Bir kelimenin yanına bir kelime gelince,
Bir sesin yanına bir ses gelince,
Bir insanın yanına bir insan gelince..
Büyürler, büyürler, büyürler ölümden önce."
görsel
Sempati

Bir yaprak, ağaca takma.
Bir damla, buluta takma.
Bir bulut, maviye takma.
Bir yağmur, havaya takma.

Ben sana bakıyorum,
Bir rüzgâr esiyor.
Sözü uzatıyorum,
Ben, sana takma.
"utanın, kuşlar uçuyor uçaklar düşüyor."
insansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun.
şiir denince aklıma ilk gelen şair.
Unutmayın :

Baharda kışı, kışın da baharı özler insan. Ne uzaksa onu özler.. Kavuşmak şart mı ? Boşver!.. ''Bazı şeyler yokken güzel''..
Ben seninle çay içmek istiyorum.
Seni duymak,
seni görmek,
seni bilmek,
seni yanımda hissetmek istiyorum.
Sana şiir okumak istiyorum,…
yazmaktan bıktım, usandım.
Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
Küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
Sobanın yanında, seninle birlikte, üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına
bırakmak istiyorum.
Ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.
"bir öykü var, sakladığın,
bir öykü var, ardında duran,
bırak onu, uyansın.
şimdi sen bir anı düğümü önünde;
duvarcana uzanıp duran,
taşlanmış yükünle uyuyansın."
beni çok sıkıntılı bir anımda sabaha kadar şiiriyle ağlatan şair. öyle güzel öyle içinize işleyen şiirleri vardır ki sizi kendinizden geçirir.

Dünya o kadar büyük ki;
Bir noktayım ortasında, ne yapsam.
Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,
Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam.

Hayat o kadar uzun ki,
Öyle bitmez geliyor ki bir an..
Bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki;
Ne çıkar, diyorum, bir hayattan

Saadet o kadar lâzım ki yaşayana;
Billâhi can verir uğrunda insan.
Hem o kadar boş ki mesud olmak,
Gün yüzü görmeden ölenlerin arkasından.

Ben o kadar önemli kişiyim ki,
O kadar iyiyim ki aklım ve düşüncelerimle.
O kadar fenayım ki ben
Delice niyetlerimle.

Gece; ne kadar karanlık ve sessizsin..
Öyle kaplayorsun ki evleri, yolları, denizleri.
Hem o kadar aydınlık ve seslisin ki;
Çılgınca coşturuyorsun bizleri.

Sabah; bir yeni dünya gibi geliyorsun;
Öylesine süslü, öylesine saadesin ki..
Sen o kadar güzelsin ki sabah,
O kadar güzelsin ki.
karanlık hep kendine gider

Aydınlık, karanlığa gider, seslenir:
Gel karanlık der,
Seni aydınlatayım;
Görsünler,sende ışık parıltısını.

Karanlık, açmaz kapısını,
Bu çağrıdan ürker, ses vermez..
Bırakıp pılısını pırtısını, çeker gider.
Nereye gittiğini karanlıktan kimse görmez.
Yalnızlık Paylaşılmaz

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

dizelerinin sahibi şair...

ilk kitabı 1955' de yayımlanan dünya kaçtı gözüme dir. o zamana dek yayımlanan kitaplardan farklı olduğu görülür. Bu yüzden de fiyatı da diğerlerine göre pahalıdır ve çoğu kişi tarafından eleştirilir. bu eleştirilere karşın, Özdemir Asaf, "içinde 47 şiir var. Şiir başına 5 kuruş çok mu!" diyerek kendini savunmuştu. *
Bir ışık vardı
Ben ona bakıyordum
O ışık sallanıyor sanıyordum.
Oysa hemen anladım,
Ki ben kımıldanıyordum

dizelerine sahip saygı duyduğum insan.
-fal-

olacaksa olmaz da, olmayacaksa olur,
kiminin yazısı o, kimininki de budur.

kimi ardından koşar, yetişir zamanında,
kiminin önündedir birdenbire yok olur.

kimi bir yerdedir der, o gelir oralardan,
kimi bildiği yerde bildiğini unutur.

biri oraya gider, o orada bilerek,
biri hiç anlamadan yoluna çıkar durur.

kimi aradığını yitirir aradıkça.
kimi de arayandır, aranan onu bulur.
saçların uçuşurdu rüzgardan.
yanından seni seyrederdim.
güneş yakardı,deniz yanardı..
sen konuşurdun,dinlerdim.
gülerdin..
susardın,düşünürdün.
benimle el ele yürüdün..
yol biterdi.
görmezdim seni..
zaman yıl yıl geçerdi.
uzaktan,çok uzaklardan
seni seyrederdim.
Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
insanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.
"gemilerin çoğu,bir insan yüzünden batmıştır.denizin yüzünden değil."
“insanlar,
insanların içinde ‘insan’lara
hasret yaşarlar.”
— Özdemir Asaf
Bir Adam

Korku dağlarının yürekçisi,
Ölüm denizlerinin kürekçisi;
Öyle suskun oturuyor şişesinin basında,
içtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi,

Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması...
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.

Özdemir Asaf
" benim söylemek için çırpındığım gecelerde.
siz yoktunuz. "