londra'daki ingiliz parlamenterlerin de katıldığı bir toplantıda, kürtçe konuşurken " Aslında Türkçe de biliyorum, zorunlu olarak öğrenmek durumunda kalıyoruz " diyerek sabır sınırlarını iyice zorlamı$ $ey.
23 aralık 2007'de ağrı parti binasında yaptığı bayram konuşmasını kürtçe olarak yaptıktan sonra, açıklamayı türkçe olarak da isteyen gazetecilere, "kendize tercüman tutun" diye cevap vermiş, gereksiz ve densiz bir insan.
turkiye cumhuriyetinin bir milletvekili olan, milletvekili yeminini eden ama anayasadaki
"devletin resmi dili turkce'dir"
seklindeki maddeye, dolayisiyla meclise/devlete/halka saygisizlik yaptigini dusundugum kisi.
not bu entryi, basliktaki ikinci entryi, verilen linkteki haberi ve ucuncu entryi baz alarak yazdim.
"Diyarbakırlı ve Tuncelili gibi Van halkı da Erdoğan'ın gelmesini istemiyor. Başbakan'ın bile bile Van'a gelmesini provokatif bir eylem olarak görüyorum. Eğer Başbakan Van'a gelirse, geleşebilecek tüm olumsuzluklardan Başbakan sorumludur. Bu atmosferde adeta seferberlik ruhuyla bölgeye gelişi Şaron'un El Aksa'yı ziyaretine benzemektedir. Başbakan duyarlılığıyla hareket ederek tahriklere yol açmamak adına bölgeye bu süreçte gelmekten vazgeçmelidir" diyerek aslında kimin daha doğrusu kimlerin provakatif davranışta bulunduğunu alenen gözler önüne sürmüş dtp milletvekili.
erdoğan'nın söz konusu illere yapacağı ziyareti şaron'un el aksaya yaptığı ziyarete benzeterek kim kimi tahrik ediyor acaba?..bunu söyledikten sonra erdoğan'a başbakan duyarlılığında hareket edip tahriklere yol açmamak adına bölgeye gelmekten vazgeçmesini söylerken kime meydan okuyor acaba?..kendini ne olarak görüyor da "tüm" van,tunceli,diyarbakır halkı adına kime meydan okuyor?..tamam kendisi vekildir,temsil makamındadır,ancak meydan okuduğu insan kimdir?..düşman mıdır?..ki benzetmeni alenen filistin'i düşmanı olarak gören şaron'a bakarak yapıyorsun?..bu duyarsızlık,provokasyon,tahrik değilse nedir?..sorular çok ama çok uzar.herkes önce aynada görsün kendisini de sonra ne diyecekse desin.
velhasılı biri özdal uçer'e ayna tutsun.aynasını kaybetmiş herhalde.
diyarbakırda polis ile bdp bingöl milletvekili idris baluken arasında geçen "devlet benim, millet benim" tartışmasını "soytarılık" diyerek eleştirmiş bdp van milletvekili.
doktor döven terörist milletvekili. şaşırtmamıştır. temsil ettiği halk ne ki, vekili ne olsun? insanlık yapmak haram bunun gibilerine. sonra çok ağlarlar "devlet bize bakmıyor" diye.
eşinin geçirdiği trafik kazasına müdahalede geciktiğini iddia ettiği doktorlar hakkında demiş ki;
''Benim eşim olduğunu bildikleri için saygısızlık ettiler. Güçleri yetseydi bizi darp edeceklerdi. Bu bir faşizan, ırkçı tutumdur."
Ulan cahil adam orada görev yapan doktorlar ankaradaki, aydındaki, edirnedeki türklere mi hizmet veriyor. vandaki kürt vatandaşa hizmet veriyor. ne ırkçılığı ne faşizmi...
Komik argümanlarla doktora şiddetini savunmuş ve utanmadan "yeri gelse aynı şeyi yine yaparım" diyebilmiş, insanlıktan pek ırak, doktor döven milletvekili sıfatını yine utanmadan taşıyacak, dokunulmazlık zırhını çıkardığında kendisini görmek istediğim vekildir
hastaneye gittiğinde uzunca bir süre kızına ve eşine müdahale yapılmadığını gördüğünü anlatan Üçer, orada olan doktora bunun nedenini sorduğumda bana 'sen kimsin' diye hitap etti. hastaneye girişlerinde kayıtları yapılmış olmasına rağmen eşimden yeniden kimlik istendi. anında müdahale edilmesi gereken eşim ve kızım gerekçesiz bir biçimde bekletilmiştir" dedi.
Olay ardından Van Cumhuriyet Savcılığı Üçer hakkında soruşturma başlattı. Kendisi milletvekili olduğu için dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanacak fezleke, TBMM'ye sevk edilmek üzere Adalet Bakanlığı'na gönderilecek. Türk Tabipler Birliği de Özdal Üçer'in doktora şiddet uygulamasını kınadı.
Sayın Özdal Üçer nasıl bir Türkiye'de yaşadığını bilmiyor olsa gerek. Ama her hastanede bekleyen doktoru dövmeye kalkarsa bu ülkede bu iş yapılamaz. Ayrıca kendisi milletvekili diye yapılsa yapılsa kendisine pozitif ayrıcalık yapılır. Sıradan bir insan ise bekler, bekler, bekler ve sıra kendisine geldiğinde ilgili memurdan "bugünlük hasta bakımı bu kadar" cevabını alır. Madem ki milletvekili kendileri doktor döveceğine sisteme el atsın... Ayrıca biraz da soğukkanlı olsun, ufak bir kazada bu kadar fevri davranırsa daha ciddi bir olayda cinayet de işleyebilir...
Özdal üçer 4 gün önce gazetelere verdiği beyanatta ise oldukça farklı bir konuya parmak basarak sinirlerimizi hoplatmıştı: "Kürt halkı, Öcalan'a da KCK tutsaklarına da Kürdistan dağlarında özgürlük mücadelesi veren gerillalarına da sonuna kadar sahip çıkacaktır"
Ve biz bu adama binlerce lira maaş ödüyoruz... Bizi bölmeye çalışan unsurları korusun, kollasın diye. Bulunduğu ülkeyi bölmeye, parçalamaya odaklanmış vekillere sahip olan ve bu vekillere de maaş ödeyen tek ülke bizizdir herhalde...