her ikisi de siyasi görüş açısından; liberal-muhafazakar demokrat-serbest piyasacı-natocudurlar. özal dönemi erdoğan döneminin öncülü gibidir. birçok adımları benzerlik taşır. örneğin demokratik açılım projeleriyle ve çekiç güç kapsamında türkiyenin abd yönetimine yakın peşmerge başlarına kol kanat gerilmesiyle terör belasınının ülkenin başına musallat edilmesi, devamında da erdoğan hükümetinin demokratik açılımları düşünüldüğünde derin benzerlikler taşırlar. hâ ama özal döneminin ülke için bazı faydaları da olmuştur g.doğu anadolu projesi,türk dünyasıyla ilişkileri güçlendirme,bulgaristan türklerine yardım edilmesi gibi. özalın daha çok son zamanlarında bilerek veya bilmeyerek izlediği bazı milli politikaların ölümünde etkili olmuş olabileceğini düşünürüm. erdoğan dönemine kıyasla özal dönemi eh işte biraz daha millici ve demokrattır. tayyip erdoğanın sadece demokratik açılım adı altında ülkeye verdiği hasar bile aralarındaki farkı görmek için yeterlidir. özal bile bu kadar ileri gitmemişti bu hususlarda.
menderes hükümetiyle birlikte ülkede gerçekten bir şeyler yapmaya çalışmış, çalışan hükümetlerdir. sevenleri çok olduğu kadar elbette düşman olarak gören kesimler de olmuştur ve üçü de bedel ödemiş liderlere sahiptir. sonuncusu bedeli baştan ödediği için daha sağlam adımlar atmıştır.
özal hükümeti 12 eylül darbesinin, erdoğan hükümeti 28 şubat darbesinin tamir, bakım ve yedek parça ihtiyacını karşılayan hükümetlerdir. o kadar tahripten sonra bu insanların gelmesi ülke için hayırlı olmuştur.
özal, türk aile yapısını bozmuş rüşvet köşe dönücülük banka hortumculuğu hayali ihracat naylon faturacılık gibi türlü belalaları ülkeye sokmuş toplumu yozlaştırmıştır. erdoğan bütün nehirleri kendi ve yandaşlarına bağlamış özelleştirme adı altında ne var ne yok satmış ve en kötüsü ülkenin reflekslerini öldürmüştür. al birini vur ötekine.