Azerice değildir. Çünkü on dördüncü yüzyıla kadar anadolu ve azerbaycan arasındaki dil farkı bu kadar keskin değildi. Hatta ayrılmamıştı bile denebilir. Azerbaycan Türkçesinde rusça ve farsça etkisi vardır. Bugün öz türkçe denebilecek bir dil ancak altayların eteklerinde yaşayan şamanist türklerde zar zor bulunabilir.
türkiye'nin ilerlemesi ve süper güç olmasında büyük öneme sahip olmuştur. ingiltere ve amerika da zamanında dillerini özleştirebilselerdi bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri olacaklardı.
sanırım göktürklerin dilidir bu. aslında zenginleşmiş bir dilden öz türkçeye dönelim derken türkçeyi katlettiğimizi düşünüyorum. zira türk edebiyatını tetkik ettikçe çok az kelime ile neler neler ifade ediliyor olduğunu görüyoruz. hususen divan edebiyatında vs. bir beyitin sadece şimdi kullandığımız dil haline getirmek için neler neler yazıyorduk. şimdiki piyasa kitaplarını, ucuz kelime oyunlarını, post-moderniz deyip devrik cümlelerden başka bir şey yapamamayı kastetmiyorum. oysa ki az kelime ile daha kapsamlı ifadeler elde etmenin şimdi kullandığımız dil ile çok zor olduğunu ve yeni yeni türkçe diye uydurduğumuz kelimeleri de düşünürsek istemeden dilimizi katlettiğimizi düşünüyorum. herkes şöyle bir düşünse günde kaç kelime kullanıyorum diye herhalde 200-300 kelime etmiyordur bile. kelime kullanmak da farklılık olsun entelektüel gözükmek için değil tefekkür etmek için gereklidir diye düşünüyorum. çünkü yeterli kelime haznesi olmadan karşıdaki kişi ile iyi anlaşmayı geçtim yeterince düşünemiyoruz bile. çevremizde cereyan eden olayları, iş hayatımızdaki meseleleri özel hayatımızdaki meseleleri ve sorunları çözmek konusunda biraz aciz kalıyoruz. bu durumda harf devriminin etkisinin de büyük bir etkisinin olduğu bence aşikar. iyi niyetle yola çıkılmış ama düzelelim derken yamulmuşuz dil konusunda. dünyanın en büyük kütüphane yangınıdır bir nevi. ne eserler kayboldu. eski eserler daha yeni yeni transkript ediliyor ki edilse bile yine anlamıyoruz, sadeleştiği zaman da dilde biraz evvel bahsettiğim hususları kaybettiğimizi düşünüyorum. benim de genelden aşağı kalır yanım yok bir nevi kendi eksikliklerimi yazdım. bu kadar şey yazdım meramımı anlatabildim mi bilmiyorum.
sesler daha damaktan çıkmaktadır. espri yapmaya yatkındır. kelimeler aynı frekansta olduğu için akıcı konuşulur. tarz olarak biraz daha kendini beğenmiş ve gururlu ifade verir. şamanist izler taşır.
mustafa kemal bile bu öz türkçe işi için falih rıfkı'ya "çocuk gerçekten dili bir çıkmaza sokmuşuzdur" diyor.
gerçekten içler acısı bir katliamdır bu iş. inkılap yobazları hala bunu pazarlamaya çalışırlar.. sokaktan vatandaşı çevirip sorsan iyi bir şey zanneder.. hatırına gelmez ki: "türkçe varken bu öz türkçe nedir ulan?"