bir kardeşim var. benden sadece bir yaş küçük. çocukken hep dövdüm onu. hatta çocukken değil liseye falan giderken de baya döverdim. biraz büyüdükçe karşılık vermeye başladı, son zamanlarda yüzüm gözüm tırnak izleri evden çıkamazdım. o bi yerleri patlamış, morarmış olur evden çıkamazdı. hiç sarıldığını hatırlamam veya hiç yürekten abi dediğini. oturup dertleşmemişizdir. o benim çok açığımı kapattı ama ben onda hep açık aradım. hep yoluna taş koydum.
mesela, yarın sabah şehir değiştireceğini bildiğim halde telefonunu şarjdan çıkardım kendi telefonumu taktım. hergele uyuma numarası yapıyormuş da geri kendinkini takmış. beni hiç sevdiğini düşünmezdim. sevdiğini de geçen gün sıkıntıdan papaz kimde oynarken son kartta papazı çekeceğimi ve bende patlayacak diye üzüldüğünde hissettim. altı üstü kart oyunu. çocukken de ben onu öldüresiye döverdim de o kaç kere vurabildi acaba diye vicdan azabı çekerdim.
yani demem o ki; ne kadar uzak da olsa aynı kandan, aynı candan, aynı anadan. sevmemek imkansız..