Beraberinde
-Topluluk önünde konuşamama
-Topluluk içinde varlığını belli edememe
-Kısık sesle konuşma
-Herkese karşı yersiz bir çekingenlik getirebilecek hadisedir. Büyüme çağında gençlerin üstesinden gelmesi gereken bir eksikliktir.
ülkemizde yetişen gençliğin en yaygın problemidir... sus, otur, konuşma, büyüklerin yanında öyle yapma, böyle olmaz vs. gibi emir kipi cümlelerle yetişen neslimiz her daim içinde ''acaba söylesem ne derler, şöyle yapsam gülerler mi'' sorunsalıyla yaşamak ve çatışmak zorunda kalmıştır... hepimiz sosyofobiğiz vesselam...
sessiz olmak,kafamıza ve sevdiklerimize susarak çığlık atarken herşeyiyle anlatmak bizi sahtece.
adres sormaktan utanırken iki kişiyle sevişebilmek.
sessiz dinlenen müziklere kendimiz söz uydururken,aslında kimilerine göre anlam taşımayan şeylerin,kurgulanıp anlatılması,karşı tarafın öz güveninin ne kadar derin olduğunun belirtisi belkide...
belkide, sadece susmak...
bazı kişilerin ukala taklidi yapmalarının tek sebebidir öz güven eksikliği. bu açıklarını kapatmak için sürekli olarak diğer insanları aşağılarlar. o kadar büyük bir eksikliktir ki hissettikleri, sırf bu yüzden sevgilerini bile doğru dürüst gösteremezler sevdikleri kişilere. kırarlar, hırpalarlar, yorarlar.. ve en sonunda yapayalnız kalırlar.
hayattaki her anımızda bizi etkileyecek olan durumdur. neredeyse yapacağımız her işte öz güvenimize gerek duyarız. öz güven olmadı mı her konuda başarısızlık bizi bekler. kötü birşeydir öz güven eksikliği.
keskin tarafı olmayan bıcak gibidir. oyanlanma ( sözlük ortamlarında + da bunun bir türüdür ) ihtiyacını beraberinde getirir. kendine güvenemeyen bu arkadaşlar kimseye de güvenmez. ne de olsa herşey insanın kendisinde başlar.
insanın gerçek potansiyelinin önüne çekilebilecek en büyük settir.kişisel verimi ve yaşam kalitesini düşürür. atlatabilmek ciddi kişisel çaba ve destek gerektirir.
kişiyi kendi iradesi ve hayatta kalma azminden mahrum eden tek öldürücü kavram..nitekim çevremizdekilerin(sevgili,aile,öğretmen,dost...)bilinçli ya da bilinçsiz kişiyi ezmesiyle oluşturulan duygudur.aslında çocukluktan oluşmuştur kazandırmak için azimli insanların sevgi ve güvenle kişiye yakın olması gerekir.
gereksiz, temelsiz, eğreti, aşırı narsizm ve egoyla şişirilmiş yapay bir özgüvene yeğdir.
demem o ki;
efendi olmak başka şey kendime güveniyorumu oynayarak pislik ve piçlik taslamak bambaşka bir şey.
not: piç gerçek anlamında değil "hatunların efendi adam yerine piç adam tercih etmesi" cümlesindeki anlamındadır.
bunun çaresi yoktur. en azından, başka biri çözüm bulamaz. kişi ya kendi aşacak bunu, ya da öyle kalacak. böyle insanlardan ekseriyetle kaçınmanız tavsiye edilir.
potansiyeli kullanamamayı beraberinde getirir ve hemen kurtulunması gerekir dünya benim gemim sürekli dünyadaki herşey ben rahat yaşayayım diye var gibi şeyler düşünerek kurtulunabilir, ve o geçici özgüvenle başardığınız şeyleri zihninizde sürekli canlandırın, parlaklaştırın, hayal kırıklığı yaşattıran anılarınızı zihninizde küçültün, karanlıklaştırın, cam ekran gibi düşünüp sert bi yumrukla kırın zihninizde.
öz güvenin kelime anlamı: kişinin bir birey olduğunun farkına vardığı ve edindiği tecrübedir. bu farkındalık kişiden kişiye, meslek dallarından eğitim düzeyine diye çeşitlendirilebilir.
insan denen mahlukat bu günü ile dünü arasında günlük, anlık, dakikalık, saniyelik değişimler gösteren varlıklardır. bu sebepten dolayı hayatı boyunca karar almada birçok çeşitlilik göstermektedir.
tabii herkesten öz güven de beklemek ahmaklıktan öteye gitmez. her insan yapı olarak, kişilik olarak, aile olarak, çevre olarak, yetiştirildiği ortam olarak birbirinden farklıdır. bu farklılıklar üzerinden değerlendirme yapıldığına sonuca emin adımlarla gidilebilir.
bunların yanında kişinin öz'ü sağlamsa gerisi teferruattır.
