''1966 Siirt doğumluyum. 10 yaşımdayken istanbul'a gelmişiz. Annem asker emeklisi babamsa sabancı'da çalışıyordu. Daha sonra BabamSa adında kendi şirketini kurdu. Rahat bir çocukluk dönemi geçirdim. Bir ara kızamık falan olmuştum. O dönem çok güzel değildi ama olsun. ilkokulu Reşatpaşa ilköğretim okulunda fakir öğrencilerle birlikte okudum. Aslında biz zengindik ama babam olacak cimri gavat para harcamayı sevmiyordu. Bildiğin yumurta kokan arkadaşlarla geçirdim tüm okul hayatımı. Bu cümlem daha sonra Yılmaz Erdoğan tarafından çalındı. Üniversiteyi Suat Üniveritesi'nde okudum. Çok sonradan anladım böyle bir üniversite yokmuş. Okan Üniversitesi'nden sonra bazı dolandırıcılara gün doğmuş böyle böyle kandırmışlar milleti. Neyse ne diyorduk? Ha, durum böyle olunca askerliği uzun dönem yapmak zorunda kaldım. Yüksekova'da yaptım askerliği. Bokum dondu. Üstelik bağırsaklarımdayken. Hastanede ağzımdan hortum sokup ittirerek kırdılar boku öyle vücudum normal işleyişine kavuştu. Askerden dönünce bir süre askerliği kral gibi yaptığım yalanını attım çevreye. Çok hoşuma gitti. Ondan sonra 2 yıl yalancı olarak yaşadım. 2 yıl boyunca söylediğim her şey yalandı. O sıralar ilgimi çeken bir şey oldu. Bestecilik. Beste yapmaya başladım. ilk ve son bestem yalan mı yalan mı dondurmayı yalan mı oldu. Olumsuz da olmasına rağmen çok tepki aldı ama bir daha yapamadım çünkü babam çok kızdı. Babama çok sinir oluyorum bir gün ağzını burnunu dağıtıcam ya ne zaman? Annem desen ayrı bir mal. Birbirlerine çekmişler. Neyse bir süre sonra dine döndüm ve annem babamla hacca gittim. Hacca gittiğimde tavaf sırasında çocukluk günlerim aklıma geldi. Çocukken yürüyen merdivende ters istikamete doğru giderdim hep insanları yara yara. Annem de çok kızardı. Gıcık karı! Tavaf sırasında işte bu zamanlarım aklıma geldi ters istikamete tavaf ettim. Bir süre sonra başladığım noktaya geri geldim ve mekkenin yuvarlak olduğunu o an anladım. Bir gün sonra şeytan taşlamaya gittik. Çaktırmadan babamı taşladım. Babam oracıkta öldü. Annem ise acısına dayanamadı başka bir hacıyla evlendi orada. Oraya yerleşti. Son olarak ben şu an babamdan kalan yüklü miktar bir parayla günümü gün ediyorum. Bana kalbiniz kadar temiz bu sayfayı ayırdığınız için hepinizi öpüyorum. Ne yazdım be! ''
ferhan şensoy'un güle güle godotunda geçen şiir her daim beni benden almıştır.
bir şeyleri bir yerlere tıkıştırdık geçti ömür
bir şeylere bakıyoruz
öz geçmiş öz boşa geçmiş
şeylerimiz çok anlamsız
çok anlamsız geçti ömür
bir yaşamı bir yerlere tıkıştırdık geçti zaman
bir şeylere bakıyoruz salak salak
gelip geçiyorken ömür
