öz elleş tirme

entry3 galeri0
    ?.
  1. Milli kuruluşları satmak hatadır "Cevat AYHAN (Eski Bayındırlık ve iskan Bakanı)"

    AKP iktidar olduktan sonra özelleştirme politikaları ile Türkiye'nin temel kuruluşlarını bir bir satmaya başladı. Rafineriler, demir-çelik tesisleri ve haberleşme tesisleri tek tek elden çıkarılıyor. Oysa bunlar stratejik kuruluşlar. AKP bunları satıp da ne yapacak? Borç ve faiz ödeyecek, yoksa yeni bir yatırım yapmayacaklar. Bu hükümet iktidara geldikten sonra kaynak bulup ülkeye hizmet etmek yerine borçlanma politikasına gitti. Türk TELEKOM, Erdemir, TÜPRAŞ satılıyor. Bu paralarla yeni yatırımlar yapılmayacaktır. Bu kuruluşlar satılarak Türkiye'nin mevcut yatırımları yabancılara devredilmiş oluyor. Milli kuruluşları satmak fevkalade büyük hatadır. Bu kuruluşları alanlar bir zaman sonra bu tesisler artık kârlı değil diye kapatırsa Türkiye'nin tekrar bu tesisleri kurması çok uzun zaman alır ve zor durumda kalırız. Bunların yabancılara satılması da bir başka yanlıştır. Bu kuruluşlar milli olarak, devletin elinde kalmalı. Her birinin yılda 500-600 milyon dolar kârı var. Türkiye'ye asıl para kazandıracak kuruluşlar bunlardır. Bunları özelleştirmek Türkiye'nin kendi kendisini mahkum etmesidir. AKP hükümeti, bu meseleleri hem sektör politikası hem de genel politikalar çerçevesinde değerlendirmeli. Aksi takdirde memleket bundan çok büyük zarar görecektir ve bunları yapanlar hiçbir zaman hayırla anılmazlar.



    Özelleştirme değil rant süreci "Prof. Dr. Oğuz OYAN (CHP Genel Sekreteri)"
    Türkiye'nin en önemli kuruluşları bugünlerde özelleştirme sürecine sokulmuş bulunuyor. Bu yeni özelleştirme dalgasının birkaç özelliği var. Türkiye'nin kendi sektörlerinin birinci sırasında veya ilk sıralarında yer alan en güzide kuruluşları satışa sunulmuş bulunuyor. Bunlar kendi sektörlerinde önemli pazar payına sahipler. Bu satışlar gerçekleşirse, yeni özel tekeller yaratılmış olacak. ikinci olarak bu şirketlere talip olanlar arasında yabancı şirketler öne çıkıyor. Bu nedenle özelleştirme, tekelleşme yanında yabancılaştırma anlamına da gelebilecek. Telekomünikasyon alanında Turkcell'den sonra Telsim ve Türk Telekom da devreye girecek gözüküyor. Böylece Aycel'in de Aria'ya devredilmesinden (ve Avea'ya dönüşmesinden) sonra bu sektör tamamen yabancılaşmış olacak. Sabah ve ATV'nin Turgay Ciner'e satılması da bu sürecin uzantısında. Bunu Star grubunun el değiştirmesi izleyebilecek. Bankalar alanındaki özelleştirme-yabancılaşma süreci de içinde bulunduğumuz konjonktürün çok önemli bir parçası.
    Tüm bunlar gözü kara bir özelleştirme/rant aktarma sürecinin içinden geçtiğimizi göstermektedir. Bu sürece kayıtsız kalmak, ilerde telafi edilmesi olanaksız kayıplara razı olmak anlamındadır.



    Kamu malları haraç mezat "Gökhan CANDOĞAN (Petrol-iş Sendikası Av.) "

    Türkiye'de özelleştirme yapılmalı mı, yapılmamalı mı sorgusu yok. Sadece yasaya uygun yapılmış mı, şartnameye uygun yapılmış mı ona bakılıyor. Özelleştirme idaresi bir çok ihalede usul hatası yapıyor. Usule aykırı bir toplantıda almış olduğunuzu söylediğiniz kararın hiçbir hukuki yanı yok. Ama bu çok rahat bir şekilde yapılıyor. Bu daha çok yönetim anlayışından, muhalefeti ve yargıyı önemsememekten, dikkate almamaktan kaynaklanıyor. Ben özelleştirme kavramının ekonomik bir gereklilik olduğuna inanmıyorum. Bunun ekonomik örgütlenmede tamamen siyasi bir tercih olduğunu düşünüyorum. ÖiB şu anda birçok kurumun verimli çalışmasını engelleyen bir yapıya dönüştü. Et Balık'tan biliyorum. Bir kamu kurumunun ihalesine katılmak istediler. Siz özelleştirileceksiniz, yükümlülük altına girmeyin diye ÖiB izin vermedi. O zaman da zarar ediyor. ÖiB işletme değil, satma mantığı üzerine kurulmuş. Satma mantığı içindeki insanlardan da üretim yaparak kuruma faydalı olacak bir katkıda bulunmalarını beklemek mantıklı değil. Mutlaka bu iş olacaksa bile kurumlar bunu kendi kendilerine yapabilir. Bir yandan yatırımını yapar, üretimini sürdürür, kâr eder ve güçlü bir şirket olarak, iyi bir fiyatla satışa çıkabilir. Ama bu yapılmıyor, kamu malları haraç mezat satışa çıkarılıyor. Buna da göz yumamayız.

    (bkz: copy paste yapmanın dayanılmaz hafifliği)
    0 ...
  2. 0.
  3. şunuda unutmamak gerekir tamam bu peşkeşi iktadara gelen bütün yönetimler yaptı ama beyler bu işletmeler artık dinazorlaşmış kurumlar içinde her bir pisliğin döndüğü rant kapısı olmuş şiddetle elden çıkarılması gereken yerler zaten seka satılmaya çalışılırken işçilerin yaptığı eylemler özelleştirmeye olan tepkiden değil rant kapılarının kapanmasındandı şunu belirtmek istiyorum sekada çalışan işçilerin yüzde doksanı hemşeri yada akrabaydı bundan haberiniz varmıydı bu olay herşeyi günyüzüne çıkarıyor bu kurumlar elden hemen çıkmadıkça iktidara gelicek partiler kendine oy vericek insanlara peşkeş çekicek kurum bile bulamıycaklar ne güzel ucuza elden çıktığı konusunda hemfikirim ama yabancı düşmanlığı yapmayalım parası olan almalı ve buraları işletmeli bu arap olur yahudi olur türk olur amerikalı olur ticarette ırk ayrımı cinsiyet faktörü olmaz galataportu alıcak adam burayı işletmek için aldı üzerinde kendi ülkesini kurup bağımsızlığını ilan etmiycek yabancı sermaye bir ülkeye geliyorsa o ülkede istkrar var demektir yoksa ekonomisi her an batma eşiğinde olan bir ülkede amerikalının, yahudinin,arabın ne işi var sorarım size ama bu iktidar bu konularda tecrübesiz olması onları pek ala aklamaz seçime kadar zaman var bekleyelim sonucu görelim.
    0 ...
  4. 1.
  5. Özelleştirme gerekliyse yapılır.Ancak nedense bazı kesimler inatla özelleştirmeye karşı çıkıyor.Gerekçesi ise "efendim ülkeyi satıyorlar,peşkeş çekiyorlar" derler.Önce böyle düşünenlerin ekonomiden pek anlamadan yorum yaptığı anlaşılıyor.Özelleştirmede asıl olan tabi ki kurumların optimum olmasa da kendi gelir ve giderlerini denk tutacak şekilde ayakta tutulmasıdır.Özelleştirme önce zarar eden kuruluşlar için yapılır.Eski hükümetlerce oy toplamak uğruna kamu kuruluşlarına alınan 1000'lerce işçi kapasitenin üzerinde atıl olark çaışırlar ve kurumu zarara uğratırlar.bunun faturası tabi ki günümüz hükümetine kesiliyor.Ecevit'in seçimlere girmeden kaç bin kişiyi oy uğruna devlet kurumlarına aldığını hatırlamalarını rica ederim.
    Sonra kadro fazlası fabrikalar zarar ederken niye devlet zarar eden bir kuruluu çalıştırsın?Tabii ki ya kapatılacak ya a özelleşecek.
    ikinci mesele ise özelleştirmenn verdiği kaliteli hizmettir.illa ki zarar eden kuruluş öelleştirilmez.Örnek olarak telekom.Yıllardır partilerin oy potansiyeli olan kurumlarından biridir.Bu kadar yiyintiye rağmen kurulduğu seneden beri kar ediyor.ancak hizmetteki kalite anlayışı savsaklandığı için daha yeni yeni iyi hizmet vermektedir.Bu kurum özelleşse hizmetteki kalite verimi muhakkak artacak.
    Herkes devlet kurumlarına kapak atıp yan gelip yatmak istiyor.Bu zihniyetin çalışmaya ve rakabete gücü yok.
    Unutmayın ki rekabet kaliteli hizmeti getirir.Rekabet yoksa kalite de yoktur.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük