öz cimbomlu sezgin

entry8 galeri0
    ?.
  1. Büyük galatasaray taraftarı falan olmayan, karaborsacı kişidir.

    Engelli oluşunu kullanarak yaptığı ajitasyon ile milleti kandırdığına bakmayınız. galatasaray üzerinden para kazanmaya çalışan karaborsacının bizzat kendisidir.

    O yüzden bir karaborsacıya ne küfürler edilir siz düşünün, ben yazmıyorum buraya.
    4 ...
  2. ?.
  3. iç, deplasman farketmez heryere giden hayatı cimbom olan adam. mahkeme kararı ile soyadını özcimbomlu yapmıştır.
    0 ...
  4. ?.
  5. ?.
  6. hayata gözlerini yummuştur. allah mekanını cennet etsin..

    --spoiler--

    Özcimbomlu Sezgin: Sarı Kırmızının Peşinde Bir Hayat

    Özcimbomlu Sezgin
    Sarı Kırmızının Peşinde Bir Hayat

    (Röportaj: Galatasaray Dergisi, Aralık 2002, Sayı: 6)

    O spor dünyasının en çok tanınan, bedensel engelli taraftarı. Sezgin’in Galatasaray aşkı, bir anlamda engelleri aşma azminin de hikayesi...

    Galatasaraylı abisi Engin sayesinde yetmişli yıllarda Ali Sami Yen’in yolunu öğrenmiş Sezgin Kaçmaz. 1983 yılından itibaren de deplasmanlara gitmeye başlamış. Yöneticilerin ve futbolcuların kendisine gösterdiği ilgi de iyice Galatasaray’a bağlanmasını sağlamış ve dünyasını sarı ve kırmızı renkle bezemiş. ilk gittiği maç, Galatasaray-Fenerbahçe maçı. Gökmen’in attığı golle maçı bir sıfır kazandığımızı hatırlıyor, bir de Fenerbahçe'de Cemil’in oynadığını.

    Prekazi’nin Uğuru
    Unutamadığı futbolcu Cevat Prekazi. Zaten Sezgin’in Galatasaraylılığını pekiştiren de Cevat Prekazi’yle kurduğu bağ olmuş. Prekazi sahaya çıkar çıkmaz önce Sezgin’in yanında alırmış soluğu. Hatta hakem maçı başlatmış olsa dahi Prekazi ne yapar eder Sezgin’in yanına uğrarmış. O dönemde Sezgin Prekazi’yle, Prekazi de Sezgin’le adeta özdeşleşmiş. Aklında yer eden diğer iki isim de eski kaptanlarımız Cüneyt Tanman ve tabii ki Fatih Terim.

    Tekerlekli Sandalyeyle Deplasmana
    istanbul’daki maçlar neyse de, deplasmana gitmesine aklımız ermiyor. Ankara ve Sakarya’ya trenle giderken, Mersin gibi uzak şehirlerde tercihi otobüs oluyormuş Sezgin’in. Bir keresinde yalnız başına Zonguldak’a bile gitmiş. Akşam stada ulaşmış. Uyuduğu sırada Sezgin’in tekerlekli sandalyesini çalmışlar. Arkadaşlarının yardımıyla güç bela maça girmiş, yine çok zor şartlarda istanbul’a dönmüş. Belki aktarılması tatsız bir olay ama Galatasaray için her şeyi yapmayı göze almış bir kere Sezgin.

    Amigo Sezgin
    Seksenli yılların başında Sezgin tüm taraftarın tanıdığı bir sima hale geliyor. Seyirci Sezgin’i gördüğü anda tribünler, "Sezgin sahaya, üçlü çektir Cimbom’a" diye inliyor. Bu üçlü’nün hikayesini Sezgin’in ağzından dinliyoruz: "Raşit Çetiner, Fenerbahçe'den Galatasaray'a transfer olmuştu. Bizden de Erdoğan Fenerbahçe'ye geçmişti. O yıl oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçını Raşit ve Seydiç'in golleriyle 2-1 almıştık. Ben maç sonrası sahada turlarken birden seyirci tempo tutmaya başladı: ‘Sezgin sahaya, üçlü çektir Cimbom’a.’ Onları kırmak olmazdı. Ben de o dönemin meşhur "üçlü"sünü tüm tribüne söylettim. Daha sonra beni her gördüklerinde bu yinelendi." Soruyoruz Sezgin’e: istanbul’da aynı anda Galatasaray’ın ve milli takımın maçı olsa hangisine gidersin? Önce kurguluyor kafasında ve yanıtlıyor sorumuzu: "Türk Milli Takımı Dünya Kupası’nda oynasa, takımın önemli bir kısmı Galatasaraylı oyunculardan oluşsa dahi ben Galatasaray’ın maçına giderim. Tabii ki gönlüm her zaman ülkemin milli takımından yanadır, ama şu gördüğünüz tekerlekli sandalye beni alır Ali Sami Yen'e götürür."

    Sezgin’de anı o kadar çok ki! Yıl 1987, Galatasaray 14 yıldır şampiyon olamamış. Ligin son maçında Galatasaray Eskişehir’le oynuyor. Maçın son dakikaları, durum 2-1. Eskişehir atak üstüne atak yapıyor. Tıpkı diğer taraftarlar gibi Sezgin de şampiyonluk yine kaçacak diye endişeli. Hakem maçı bitirdiğinde Sezgin farkında değil, kilitlenmiş sanki. Yarım saat sonra hastanede kendine gelen Sezgin, hemşireye Prekazi diye sarılıyor ve hemen arkasından kendini sokağa atıyor.

    Öldük ve Dirildik
    Sezgin’i dinlerken kendimizi Galatasaray’ın son yıllarına ait bir belgeselde sanıyoruz. Bu sefer 14 yıl sonra gelen şampiyonluktan bir sonraki yıla gidiyoruz. Olaylı 3-0’lık Neuchatel Xamax maçının rövanşında Ali Sami Yen’deyiz. Sezgin saha kenarında kapalı tribünün önünde santra çizgisi hizasında yerini almış her zamanki gibi. Ve 5-0’lık zaferimizin bitiş düdüğüyle birlikte sevinçten havalanan Sezgin, hayatının ilk ve son iki adımını da orada atıyor. Sonrasında yüzü koyun yere yıkılıyor. Kafasını kaldırıp sandalyesini gördüğünde yürüdüğünün de farkına varıyor.

    Sezgin, bu maçın iptal kararıyla Ali Sami Yen'in önünde mide kanaması geçirmiş. Bir gün hastanede tedavi görmüş. Daha sonra Galatasaray’ın galibiyetinin tescil edilmesinden sonra ise kendini yine sokaklara vurmuş. Yani Galatasaray’ın üzüntü ve sevinçlerini hep uçlarda yaşamış Sezgin.

    Sezgin’e ailesini soruyoruz. Başlıyor anlatmaya. Babası işçi emeklisi, annesi ev hanımıymış. Her ikisi de vefat etmiş. Abisi bir şirkette çalışıyor. Ailenin diğer fertleri, Sezgin’i kendi takımını değiştirmesi için çok zorlamışlar ancak Sezgin aşık olmuş bir kez Galatasaray’ın renklerine. Sonuçta Sezgin ne sorarsak lafı döndürüp dolaştırıp tekrar Galatasaray’a getiriyor. Ama hayatı da gerçekten Galatasaray’a adanmış Sezgin’in. Üzerinde sürekli sarı kırmızı giysiler ya da Galatasaray forması var. Bu yetmezmiş gibi oturduğu apartmanın ismini de Özcimbomlu Sezgin Apartmanı koymuşlar. Yetmemiş, apartmanın giriş kapısını, kaldırım taşlarını ve ağaçları da sarı kırmızıya boyamış. Ağabeyi kapının boyanmasına itiraz etmiş ama ne fayda.

    Sezgin’in koleksiyonunu merak ediyoruz. Maç sonrasında futbolculardan aldığı formalar, Sezgin’in çok değer verdiği şeylerin başında geliyor. Bunlardan en önemlisi de tabii ki Cevat Prekazi’nin forması. Cüneyt Tanman’ın formasını da gözü gibi saklıyor. Fatih Terim’in formasını almak ise nasip olmamış. Bir gün tam Terim’in yanına ulaşmak üzereyken polis engel olmuş Sezgin’e. Bu konu açılınca biraz buruklaşıyor Sezgin.

    Kâhin Sezgin
    Galatasaray yönetimi Sezgin’i, Borussia Dortmund maçı için Almanya’ya da götürmüş. Dortmund’da maç öncesinde Ercan Taner, Sezgin’le röportaj yapmış. Bu röportajda Sezgin o yıl UEFA Kupası’nı istanbul’a getirecekleri kehanetinde de bulunmuş. Bir diğer unutamadığı olay da eski Galatasaray Yöneticisi Celal Gürcan’ın elinden aldığı "Yılın Taraftarı" kupası. Sezgin yıllardır saha içinde maçı seyrettiği yer olan santra çizgisinde, yetkililerin izin vermemesi nedeniyle artık duramıyor. Ancak uğruna çok inandığı bu yer için bir gün yasağı da delmiş Sezgin: "98 yılı Şampiyonlar Ligi 1. Grup maçında istanbul’da Athletico Bilbao ile oynuyoruz. Maçın sonları yaklaşırken skor 1-1. Ben etrafımdakilere "Yerime geçeceğim, bana yol verin" dedikten sonra uğurlu yerime doğru yöneldim. Maçın bitimine üç dakika kala kimseye fark ettirmeden yerime geldim ve Hagi’nin son dakika golü ile Bilbao’yu yendik." Geçen yıl Barcelona’ya 2-0 yenildiğimiz maçta da eski yerine gitme teşebbüsünde bulunmuş, ancak yetkililer izin vermemiş.

    Uğurlu Yer
    Yani Sezgin oranın uğruna inanıyor. Peki neden santra noktası diye soruyoruz: "Galatasaray’ın en önemli tribünü kapalı” diyor Sezgin. Kapalının da en ateşli bölümü ortası. Tezahüratları onlar başlatıyor. Skor ne olursa olsun takıma destek veriyorlar. işte ben santraya yakın durduğumda kendimi kapalının ortasındaymış gibi hissediyorum. Onlarla bağırıyorum. Deplasmanlara da onlarla gidiyorum. Onlarla o kadar çok şeyi paylaşmışım ki! işte bu yüzden orada maç izlersem gözlerim açık gitmeyeceğim bu dünyadan."

    Derken aklına bir anı daha geliyor Sezgin’in başlıyor anlatmaya: "Ankara deplasmanına maça gidiyoruz. Adapazarı Hendek’te trafik kazası yaptık. Çarptığımız arabadakiler de bizim arabadakiler de yaralı. Ama bende hiçbir şey yok. Sürüne sürüne dışarı çıktım. Ordan bir tane polisle bir vatandaş geldi benim koluma girip beni ayağa kaldırmaya çalıştılar. Tabi ben basamayınca adam diğer yaralılara şöyle dedi. ‘Adamın ayakları kopmuş sesi çıkmıyor. Siz de canhıraş bağırıyorsunuz.’ Beni aldılar apar topar hastaneye götürdüler. Tekerlekli sandalyemi istedim ama kazada parçalanmış. Özürlü olduğumu öğrenince polis iyice kızdı. Beni hastaneye getirmek için diğer yaralıları orada bırakmışlar çünkü. Niye başından söylemedin dediler? Ben de ‘çok üşüdüğüm için’ dedim. Hastaneden çıktıktan sonra kaynakçıya tekerlekli sandalyemi tamir ettirip Ankara maçına tek başıma gittim.

    ultrAslan’ı da çok seviyor Sezgin. Kapalı, Eski Açık ve Yeni Açık’taki organizasyonuyla tribünlere renk kattığını düşünüyor. Ayrıca, Eskişehir'de, Bursa'da, Adana'da ve izmir'de yani gittiği her deplasmanda ultrAslan’ları görmek de ayrı bir keyif onun için. Tribünleri renklendiren meşaleleri de seviyor. Bir çok taraftarlar gibi o da 1991 yılında inönü’de oynadığımız Banik Ostrava maçında tanışmış meşaleyle. Uzun süre sonra Galatasaray’ın oynadığı gece maçında yakılan meşalelerin görüntüsünü de unutamamış.

    Rahatsız olup maça gidemediğinde neler hissettiğini soruyoruz. Gene sıra dışı bir cevap geliyor: "Ateşli olsam da, hastanede olsam da ne yapar eder iç dış tüm maçlara giderim."

    Galatasaray yönetiminden tek bir isteği var, eski uğurlu yeri olan santranın yanında maç seyretmesine izin verilmesi. Sezgin Kaçmaz, namı diğer Özcimbomlu Sezgin’in takımı için yaptıklarının yanında bu kadarcık talebini mazur görmemek elde değil diyoruz.

    --spoiler--
    1 ...
  7. ?.
  8. ?.
  9. ?.
  10. Kendisine Allahtan rahmet, yakınlarına ve galatasaraylı arkadaşlara baş sağlığı diliyoruz. renginin ne olduğunun hiçbir önemi yok, kendisi tam bir galatasaray aşığı, saygı duyulası bir insandı.

    bu da kendisini sevenler için, arşivlerden geliyor,

    --spoiler--
    #özcimbomlusezgin Bursaspor deplasmanında. (via @FreeKevin): https://pbs.twimg.com/med...BN1kZOnCUAAg2te.jpg:large
    --spoiler--
    0 ...
  11. ?.
  12. allah rahmet eylesin, kendisiyle bir çok maçta karşılaştık , resim falan çektirmiştik uzun yıllardır tanırım tekerlekli sandalye ile cimbom nereye sezgin oraya giderdi çok sağlam taraftardı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük