bir şeyden vazgeçince sana gelir derler, belki de doğrudur. aradığın şeyi ararken değilde rastgele bir zamanda başka bir şeyle ilgilenirken bulmak gibi...
Yılgınsam, yorgunsam, vazgeçtiysem ve senden korkuyorsam bana bunları sen yaptın. Tek istediğim küçük bir mutluluktu bu senin gözünde beni değersiz kıldıysa yapabileceğim başka bir şey yok.
Hani bir şarkı diyor ya; yaşadığım ne varsa ben seçtim ben istedim, diye.
Ben o şarkıdaki gibi kendi adıma kötü olsa dâhi ne bir şeyler seçebildim ve ne de bir şeyler isteyebildim gönlümce. Aslında ipler benim ellerimde olsa da arka planda verilen komutlara uyan bir kuklaydım sadece. Öyle işte.
Bugüne kadar kötü gittiğini veya başaramadığımızı düşündüğümüz şeyler ciddi anlamda uğraşmamıza rağmen gücümüzün yetmiyor oluşundan mı kaynaklanıyordu yoksa gerçekten yeterince uğraşmak istemediğimiz için mi yeterince çabaladığımızı düşünüp tüm o boş uğraşları önemsemeden bambaşka bir yola saptık?
doğal taşların doğal olması zaten çok doğal. taş yani bu bir de yapay mı olacaktı? doğal olarak doğal taş. daha pasparlak renkli olan taşlara çeşitli iyileştirici anlamlar yüklenmesi hiç doğal değil.
uğurlu taşım kuvars bu arada.
Şarkılarda, şiirlerde, kutsal öğretilerde bile her zaman başka bir evrende mutluluğun, güzelliğin, istenilene kavuşmanın varlığından bahsedilirken tüm bunlara olmak için ne yapabiliriz ki?
Madem güzel ve sahici olan her şey içinde bulunmadığınız bir bütünlüğün içinde peki biz neden bunca gayreti gösterip, karşılığında yine de hayalini kurduğumuz şeyin kıyısından geçemiyoruz.
Neden onca ihtişamlı hayallere kanıp, sert düşüşlere maruz kalıyoruz..