tam ağzımı açacakken , dört bir yana kaçışıyor kelimeler sanki benimle saklambaç oynamak istiyolar. yakalayamıyorumda hiç birini, yoruyor beni bu koşturmaca.
ah! birini yakalayabilsem hepsini çağıracağım, ama...
ne bileyim nefesim kesildi işte.
Aslında öylesine değil. Sadece bu duyguların ve düşüncelerin hangi başlığa ait olduğunu kestiremedim.
Ben hep kendine güvenen biriydim. Ne istediğini bilen ve genelde kazanan. Böyle nasıl anlatılır bilemedim su an ama sanki bi filmin içindesindir ve o filmde hep başrol kazanır ya. Ben de küçüklükten beri, özellikle ilkokulda kendimi öyle görürdüm. Girdiğimiz yarışlarda galip gelen hep bendim. Fakat büyüdükçe bir sure sonra islerin değişmeye başladığını farkettim. Yavas yavas kaybetmeye başladım. Keşke bu kaybettiklerim ilkokuldaki koşu yarışları ve sinif başkanlıği seçimleri olsaydi ama ben insan kaybetmeye başladım sozluk. Herkes birer birer hayatimdan cikmaya basladi. Kime guvenip sirtimi yasladiysam, kimi sevdiysem... bi ara tamam dedim. Çünkü o sıralar hayatımdan çıkan ınsanların aslında benden bir sey kaybettirdiğini degil, aksine cok sey kazandirdigini farkettim ve "tamam boşver" dedim. Kalanlarla yola devam ediyordum. Yolum güzel, sonu aydınlıktı. Uzun bir yolculuktan sonra denizi görmek gibiydi. Ve sözlük... ben yine yolumu kaybettim. Hayatim boyunca herkese iyi olmaya calistim. Cunku dünyayı iyiligin kurtaracağına inanan biriydim. Fakat ben kime iyi olduysam en yakin arkadaslarim, hayatimi adadığım adam dahil hep bana tam tersi oldular. Insanim sonucta, ben de bir sure sonra "herkes böyle yapıyorsa demek ki sorun bendedir" demeye basladim. "Beni terkettiyse demek ki ben sevilecek biri degildim" demeye. Kisacasi bok gibi hissettim sozluk. Ozguvenimi kaybettim. Ben ki bakımına ozen gosteren biriyken, aynalara bakamaz oldum. O kadar cirkin hissettim ki. Pes etmek istedim sözlük. Hissizlesmek ve bir daha kimseyi sevmemek istedim. O kadar canim yandi ki.
Ocak ayında kolumdan ameliyat oldum. Ameliyat sonrası işte hesap edin 9 ay olmuş hala kolumu randımanlı kullanamıyorum. Daha demin koluma dayanıp yatakta öteki tarafa dönmeye çalıştım bastırdığım yer de yatak yani çığlık atacaktım amk! Senin gibi doktorun ben!?! Olmamış bu kol!
Çok kızgınız.
Çok...
Tarih sayfaları boyu savaştık ihtirası bitmeyen krallar için.
Hep biz öldük; efsanaler o kralları yazdı.
Şatolar inşa ettik, surlar, setler, mabetler.
imparatorların aşkları için kan akıttık, isimsiz mezarlarımız oldu; onlarsa türbelere, kiliselere, anıtlara gömüldü.
Biz unutulduk, katillerimiz efsane kaldı.
şehzade sünnetleri bekledik zindanlardan çıkarılmak için.
Uçağı da biz icat ettik atom bombasını da.
Piramitleri de biz inşa ettik çalışma kamplarını da.
Dünyanın ötesine uzanan roketleri de biz fırlattık, çocukların oynadığı köylere gidecek füzeleri de.
Kızgınız.
Tarih bizi sürükleyip getirdi modern zamanlara.
Nefretimiz baki.
Endüstri 4.0, internet 4g.
Nefretimizi unutturamıyor hala 0 ve 1 lerden ibaret uygulamalar.
Apple'lar, samsunglar ifade ediyor hayatımızı ama sönmüyor nefretimiz.
Hep bizdik ölen.
işçilerdik.
Askerler.
Sanatçılar.
Madenlerden kraliçelere zümrütler çıkardık.
Petroller vakumladık yerin dibinden.
Ocaklarda kömür soluduk bilmediğimiz adamlar Zengin olsun, görmediğimiz kadınlar ısınsın diye.
Tarih boyu hep bizdik çile çeken ama unutulduk.
Öldük ve bizi sömürenler kaldı adını unutturmayan.
iskender unutulmadı.
Askerlerinden kim kaldı adı bilinen.
Ford amca efsane oldu.
Çalışmaktan ölen emekçilerin adı bile yok.
Piramitler o lanet firavunların adıyla anılıyor, temelindeki köle iskeletlerinden bahseden yok.
Öfkeliyiz.
Biz halkız ve sıradan insanlarız.
Kendimizi önemli zannedelim diye birkaç kıçı kırık kanun ve seçimler var.
Bizi de harcayacaklar.
Her zerremiz unutulacak.
Ne sigorta primlerimiz hatırlatmaya yetecek bizi ne followerlarımız ne entry sayılarımız.
Her bir parçamızı ezip geçecek tarih.
Ve yok olacağız.
Ama cellatlarımız bizden uzun yaşayacak.
Ve biz buna öfkeliyiz.
Sadece birçoğumuz bu öfkenin farkında değiliz.
Yazın Antalya’ya Bodrum’a ne bileyim işte kuşadası’na Çeşme’ye çalışmaya giden Kürtler adanalılar falan filan o tip gençler niye Otel’deki yabancı uyruklu hanımefendiler ile fotoğraf çektirip daha sonra memleketlerine döndüklerinde o fotoğrafları arkadaşlara gösterip bak bunlara ben yapıştırmıştım diyorlar. Ayıp.
olum sen esnaf adamsın. sağın rakip market, solun a101. aylardır ısrarla senden alışveriş yapıyorum. ama takmışsın pubg’ye. ne gelen müşterinin yüzüne bakıyorsun, ne reyonlarını düzeltiyorsun. defalarca uyardım seni. ama artık alışveriş yapmayacağım senden. cezalandırıyorum seni. benim adım punisher osman. sana mahkum muyum lan?