konuşacak kimsen yoktur. yalnız yaşarsın evde, okulda yalnızsındır. hal böyle olunca toplum seni yalnızlığa iter. küçüklükten gelen bir durum olsa gerek. daha sonra insanlarla arana duvar örersin. yakınına almazsın kolay kolay. kimse de fazlasına cesaret edemez ve sırt döner zaten. insan yalnız kalınca daha çok düşünür, çevresini gözlemler. o kadar sahte yüzler,dostlar ve aşklar görür ki yalnızlığıyla bir kez daha gurur duyar.
bazen sarılacak bir vücut, yaslanacak bir omuz ararız. ama kimse kalıcı değildir bu hayatımızda. ve giderler. yine yalnızlıkla baş başa bırakılırız. işte o zaman öğreniriz ki insanın kendinden başka dayanağı yoktur.
yaşama bakacaksın. hepimiz ölümlüyüz ve bunun ne zaman geleceğini bilmiyoruz. o zaman bu nefesi boşuna harcamak neden? herkes bu dünyaya tek gelmedi mi ve tek gitmeyecek mi? herkes bir gün sevdiğinden ayrılacak (aile,sevgili,eş,dost). ha biraz erken ha biraz ölüme yakın. sadece tek amacınız kendiniz olursunuz. başkaları için yaşamazsınız nihayetinde. tıpkı onların da sizi önemsemediği gibi. içinizdeki burukluk o kadar büyür ki bir yerden sonra işte o zaman sert bir kabuk bürünürsünüz kendinize ve yalnızlık öyle ya da böyle kabul edilir.
insanlar,
insanların içinde,
insana hasret yaşarlar.
-özdemir asaf