mahalle karılarının sen beni kıskanıyorsun laflarıyla anlatmak istedikleri salakça şeyleri ifade etme durumuna düşmek istemem ama başıma gelen durum.
büyük sorunlarım yoksa bi çayla bile dünyanın en dingin en mutlu insanı olabilmek gibi bir zenginliğim var ki zaman zaman herkes gibi büyük sorunlarımda oldu.
çayla bile mutlu olmak dedim ya yıllar geçmesine rağmen acemi birliğindeki şekeri içinde çaydan sonra kantini keşfedif içtiğim o demli çay hala aklımda. otlara uzanıp bin bir keyifle içtiydik o çayı.
bu kolay mutlu olabilme yetisinin ana kaynağı, tok gözlülük. hayatımda benden daha az donanımlı insanlar bile benden daha başarılı oldu ama asla içimden bir öykünme, bir özenme geçmedi. alkışladım. helal olsun la sana dedim. aksine onlar bu umursamazlığımı surat asarak karşıladılar.
lan oğlum banane kazandığın alt tarafı bi başarı. beni geçsen ne olacak. dünyada seni geçen milyonlarca kişi var.
millet opellere bindi ben renomla kimsenin aklına gelmeyecek kolay ve insanı zevleri tattım.
büyüklerim anlatır. kardeşlerin doğduğunda onları da hiç kıskanmadın derler.
gene böyle normal paralı ama aşırı mutlu olduğum günlerde pederi ziyarete gittiydim. (çok paralı günlerim de olduğundan, normal paralı dedim)
her zamanki fırçalarına başladı. işte, çalışmıyorsun, hiç bişey umurunda değil. biraz önem versen çok önemli yerlere gelirsin falan flian.
yav baba diyorum. bundan önemli yer mi olur. bak yaşıtlarım dede gibi iki büklüm geziyor neredeyse, saçları dökülmüş, saçı olanların saçları bembeyaz.
ben hala bilgisayar oyunu oynuyor, hatunlarla ceviz kırıyorum.
bu kızdıkça kızıyor. saçları erken yaşta dökmüş, çok çalışmış yıpranmış.
e biz enayimiydik diyor.
e ne yapayım. sen farketmemişin bunu mal mülk bi yere kadar. kendini mutlu etmeye çalışsaydın felan diye cebelleşiyorum.
ha bu arada da zamanında çalışmışım. düzeni kurmuşum. profesyonellere maaşını verip işlerimi tıkır tıkır gördürüyorum ama o istiyor ki her sabah işe gideyim. çırpınayım, saçı başı dökeyim. dökmem ya. skerim parayı. 5 geleceğine 3 gelsin. saçım başım dökülmesin, beyazlamasın.
gene de pederin ve kardeşlerin ortak yaptığı işler zora gerince bana geliyolar.
peder kardeşlerin sıkışmış biraz para ver, kardeşler geliyor abi para.
gene de ben yanlışım onlar doğru.
neyse bi gün anamla dertleşiyoruz.
yav ana dedim bu babam beni neden rahat bırakmıyor. gelmek istemiyorum, yanına. gelsem fırçalıyor, gelmesem neden gelmiyorsun diye kızıyor.
orada dedi annem, oğlum baban seni kıskanıyor. daha fazla anlat dedim anlatamadı. yaşlı kadın işte. kıskanıyor kıskanıyor diye tekrarladı.
yav baba yuh ya. ben senin tohumunum neyi kıskanıyorsun. ben senim aslında.
