Sabah 6-7 gibi her gün istanbul sahillerinde koşan turuncu atletli, hollandalı olduğunu tahmin ettiğim bir kadındı kendisi. aynı atletten kendisinde en az 10 tane olduğunu düşünüyorum. Çünkü, Her gün aynı renk atleti giyiyordu. Büyük ihtimalle kendisi profesyonel bir sporcuydu,
180 boylarındaydı, yüzü adeta bir melek kadar güzeldi ve çok hoş bir fiziği vardı.
Kadınla bir gün sarayburnu sahilinde, başka bir gün tarihi balıkçıların önünde, diğer gün galata köprüsünün üzerinde karşılaşıyordum. Sürekli koşuyor, koşuyordu.
Zamanla yanımdan geçerken bana bakıp dostça gülümsemeye başlamıştı. Artık beni tanıyordu.
her göz göze gelişimizde, her gülümseyişinde kendimden biraz daha utanıyordum. Çünkü, kendisi istanbul sokaklarında dolaşan kadınlarda göremeyeceğiniz bir güzelliği ve sempatiyi barındırıyordu.
O geçip gittikten sonra, Teoman'ın, "o kadar güzelsin ki çok çirkin kaldım yanında" sözleri yankılanıyordu beynimde.