tuttuğum futbol takımı kombine bilet alanlar için özel bir uygulama başlatmıştı. buna göre her basın toplantısı öncesi kombine alanlar arasından çekilişle belirlenen 10 kişi de bu toplantıya davet ediliyordu. o hafta şanslı kişi bendim. hoş sesli bir kız beni arayıp davet ediyordu. program kısa bir stadyum turuyla başlıyor ardından mini bir kokteyl ve toplantıyı izlemekle sona eriyordu.
toplantıya geçtiğimizde yanımda adının betül olduğunu öğrendiğim bir kız vardı. gazetecilik bölümünden yeni mezun olmuş, hırslı bir kişilikti. konuşurken benim o haftanın şanslı kişilerden olduğumu öğrenince heyecanlı mısın diye sordu. ben de güzel bir deneyim diye yanıtladım. laf lafı açıyordu. bu kızın gençliği ve hırsı beni etkilemişti. o gün numaralarımızı aldık ve ayrıldık.
konuşmalarımız ve muhabbetimiz ilerlemişti. bir gün beni farklı bir basın toplantısına davet etmişti. bana sahte bir basın kartı ayarlayacak ve bu sayede basın odasına girebilecektim. öyle de oldu. hazırlanırken betül elime dokundu. kulağıma eğilip bana öyle bir geçir ki yarın manşetlere çıkacalım dedi. ben şaşırmıştım. nasıl olur demeye kalmadan gözlerimiz birleşmişti.
işte hep diyorum, benim bu sözlükten edindiğim izlenim şudur ki, gerçekten de aç tavuk kendisini buğday ambarında sanarmış- bu sözlükte ben bunu gördüm.