öteki mithosu

entry1 galeri0
    ?.
  1. göze alırsanız eğer
    kırılır
    dağılır aynadan
    sandığınız resimler
    sözcükler kalır geriye
    cam kırıklarına saklanmış
    az ışıklı odalarda sözcükler
    Ayna: anlam ve görüntü için sırlanmış kiler
    bulur çıkarırsınız bir yerlerden
    daha bulurken kararırsınız
    çok önce öğrenmiştiniz: Bedel
    özlenir ve kalır geriye
    gerekenler

    Sonra bir gün
    Sizin için bir gün
    Tehlikesiz, eski bir harita gibi
    uyuttuğunuz aynaların tozunu silerken
    elinize batar
    bir zamanlar yaranızı kanatmış sözcükler
    olaylar silinmiş, adlar unutulmuş, belirsiz bir geometride
    yerini bir türlü bulamaz kişiler, ilişkiler
    yalnızca bir duygu
    dipdiri bir acı çok eski tarihli bir çağrışıma eşlik eder
    bu nedir ki, yıllar sonra, telâşsız bir gün, ömrümüzün durulmuş
    bir mevsiminde, içinizin kazınmış yerlerinden
    ölümcül bir ağrı ansızın geri teper

    Eğilip bakrsınız aynaya
    Siz çoktan gitmişsiniz
    Yerinizde sözcükler
    Böyle zamanlarda sözcükler
    Bütün bir hayatın yerine ikâme eder

    Sözcükler.Tutmamış ömürlerin teyel yerleri
    camlatılmış kelebekler, kurutulmuş akrepler gibi
    başkalarına kaldınız
    bir zamanlar sanmıştınız ki hayat
    kitaplardan ve sözcüklerden geçer
    kendinizi eskiten oyunlara daldınız
    örneğin uzun tutulmuş bir önsöz yüzünden
    kitaba geç kaldınız
    Ki ´hayatınız´ su içinde birkaç roman eder
    Sözcükler.Büyülenmiş, içi doldurulmuş, bekletilmiş, kullanılmış,
    anlamı çoğaltılmış, yani sizin
    yerinizi bekler, diye
    öğrendiğiniz
    Bütün sözcükler yaşamı çaldı sizden
    Aynadaki sandığınız şimdi bütün hayatınızı temellük eder

    Bilirsiniz
    aynalarla konuşur çok odalı evlerde büyüyenler
    düşün yerine ayna
    anların, durumların, duyguların yerine
    sözcükler
    masalın en iyi yani yeniden söylenebilmesidir
    söylendikçe büyülenirler
    birleşir nehirler, dağlar yer değiştirir, tılsım ve tehlike
    çığ ve lâv, kılıç ve ipek, coğrafya ve tarih yeniden keşfedilir
    ışığın kırılma yerlerinden geçerken
    sırlanır yüzlerin kuytu yerleri
    gümüş bir alaşımdır ilk imge: sınır ve melankoli
    yani bütünlük ve binbir gece
    ışıksız aynanın yalnız
    olduğunu böyle öğrenirler
    bir gün bir ışık sızar bir kapı aralığından
    giz ve ihanet ödeşir
    düş erir.masal biter.büyü tutmaz sözcükler
    Görülmüştürler.
    erken parçalanır çok odalı evlerde büyüyenler

    Ya da böyle sağlamlaşırlar belki
    her parçası kuzey yıldızıyken dağılmış aynanın
    yola düşüp, yoldan çıkıp
    hiçbir şeyi unutmadan, her şeyi yeniden öğrenirler
    aynayı, mithosu ve ötekini
    yeniden düşünmeye
    erken gecikenler

    ayna, mithos ve öteki
    özgeçmişin vazgeçilmez elementleri
    Ayna.Anayurdu ayna hepimizin.içinden çıkıp kavuştuk dile
    ve eyleme geçtik, ve kendimizi sınadık
    ağır taşlar koyduk kişiliğimizin köşelerine
    yani kendi kanunlarımızı varlığımızın yerçekimine
    bilmeden ve böylelikle bütün yolcuları yasakladık kendimize
    kırılmıştı sözcükler, parçalanmıştı ayna
    anladık imgemizin yalnızca bir kovuk olduğunu
    ve bunu öğrenmenin göçünde
    dağıldık kuzey yıldızlarına
    Şimdi uzak yollardan ve uzun maceralardan sonra yeniden
    dönüyoruz
    ülkemize, kimliğimize; imgemizi orada bıraktık
    imge oyunlarını da
    bırakarak yaşlandık birçok şeyi
    Bırakmayı kabullendiğimiz günden beri.
    ağır yalnızlıklardan geçtik, ödeştik kendimizle
    bir uçtan bir uca savrulurken onca şey harcadık hiç
    düşünmeden
    oysa hâlâ ayrıntılar ve ayrımlar arasındaki
    yollar kapalı bize

    olgunlaşmakla göze aldığınız birşeydir bu, ya da düpedüz
    yaşanmakla, umudun bazı çeşitlerinden boşanmakla, gelecek
    için bunca zaman taşıdığınız birçok yükü atmakla
    adına ne derseniz deyin, göze aldığınız birşeydir bu
    yani başlar bir gün
    sizin için bir gün
    geç kalmış yüksek sesli soruların dönemi
    sürçmeye başlar Dil sandığınız tekerlemeler
    gündeme gelir yeniden
    değişik çağlardan ödünç alınmış bilmeceler
    gizini çözersiniz
    kendiniz için kurduğunuz bütün Serüvenin
    yaşlanmayan ve gerçekleşmeyen portrenizin
    tozu alınmamış her şey yalnızca geçmişi yineler

    sfenksi kendini sorulamış bunca yıl
    tek kişilik korosu yanıtlamış
    paradoksları kullanmayı hayatı anlamanın yolu sanmış
    okuduklarından artıp, okuduklarına kalmış
    göze aldığınız birşeydir bu
    aynada portre, mithosda serüven, ötekinde giz
    saklı dururken
    yolculuklar taşımaz sizi hiçbir yere
    Bunu çok önceleri öğrenmeliydiniz

    oysa oturduğunuzda soruların başına, kaç saatiniz vardı?
    ölecek ve yetecek
    kaç saatiniz?
    Zaman´ın saydam sırrı portreyi aynadan ayırmaktaydı
    Başlangıçtı.
    kazılarda eksilmiş bir kabartma gibiyidi imgeniz
    sözcükler örselenmiş, aynalar pantimento
    çıkmaz sokaklardı adresiniz.sığındığınız kalelerde birer birer
    eksildiniz.
    Çekip gidiniz buralardan.Her yaşın uçurtmaları vardır
    birinin ipini çekiniz
    şimdi gözlerinizin ermediği bir yerden yeni bir ufkun başladığını göreceksiniz

    çok yaşar, çabuk ölür, ilk tuttuğu sipere tüm bir hayatın kalesini
    inşa edenler
    ayna silinir, mithos biter, gider öteki
    kitaplar yalnızca ölümü erteler
    yaşam çıplak.siz giyinik.Utanırsınız
    kuşandığınız kavramlar kullanılmaz silâhlar gibi sizi terkeder
    Öteki: çoktan eskimiş bir metafor, Dostoyevski´yi
    ve onu izleyen sonrakileri anımsamak neye yarar şimdi?
    Geçmiş bizi bırakıp gitti
    O kadar çok şey öğrendik ki,
    kendimiz için bile bir klişeyiz artık
    En çok buna katlanamıyoruz
    Farkındayız.Ve çürüyoruz.
    Hepimiz artık gençliğin bizi terkeden kuşağındayız
    Eğer göze alıyorsanız bu kadarı da size yeter
    yedi renk, taze su, parlak ışık
    her zaman yeniden okunacak bir kitap bulunur
    öğrenilecek yeni sözcükler
    durduğunuz yerde, her yere aynı mesafeden bakıyorsunuz
    buraya geldiyseniz eğer, daha ne istiyorsunuz

    murathan mungan
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük