Bir kere verildiğinde önü alınamayan haktır. Çünkü 'derin acılar içinde kıvranma' ne kadar açık olsa da o sağlıksa ruh sağlığı da sağlıktır diye gruplandırıp yaşlı olup hayattan beklentisi olmayanlara da uygulanabilir denebiliyor, Hollanda'da bu şekilde olmuş en azından.
Not: bu entryde tümegoyarım yöntemi kullanılmıştır.
var olma sebebini anlamlandırmaya çabalamaktan vazgeçip mevcut zamanı ve mekanı reddeden bilinçli her insanın başvurabileceği en saf ahlaki seçim.
burada kasıt bilmem kaçıncı kattan atlamaya çalışan kişiyi ellerinde çaylarla yerden atla diye izleyen kitlenin fotoğrafı değil. kişinin bilinçli tercihi.yaşamak için fiziki yeterliliği kendinde görmeyen bireyin basit tercihinden bahsediyoruz.
bireyi başkalarının inandıkları, duyguları ve vicdanı için yaşamaya itelemek çarmıhı o kişinin sırtına yüklemekten öteye geçmiyor malesef.
nefes alıp vermenin bile anlam teşkil etmediği yerde kim düşünür cenaze namazının kılınıp kılınmayacağını.
kullandığım halde sonuca ulaşamamış haktır. tanrı dedi seni bu kadar erken buraya alırsam o kadar sevişilecek hatunu boşuna mı gönderdim dünyaya mındar olacaklar hadi aslanım daha çok sevişeceksin sırtıma vurarak dünyaya geri gönderdi benim hayal suya düştü. arkadaş o kadar çok kız sevişmek istiyor ki iliğim kurudu resmen bu sebepten kullanmak istiyorum bu hakkı.
gelecekte tüm dünyada tanınacak olan haktır.
yakın zamanda torunlarımız olacak insanlar arasında şöyle diyaloglar baş gösterecektir;
- eskiden ötanazi yasakmış düşünebiliyor musun adamım?
+ ciddi olamazsın!
- şaka yapmıyorum. bu yalnızca mazoşist dedelerimizin yediği bir bok olmalı.
+ aman tanrım dostum! akıl almaz bi yobazlık bu!
- öyle bir devirde yaşamadığın için kendini şanslı hissetmelisin.
+ inanamıyorum! insanlar hayatı kendilerine neden zindan etsinler ki?
- bunu büyük babana sorsana delikanlı.
+ kendimden utanıyorum. hemen gidip o yaşlı bunağın buruşuk kıçını tekmeliycem!
ötanazinin hukuka aykırı olmasının en büyük sebebi, toplumda yaygın bir şekilde kabul görmüş olan dini inanışlardır.
3 semavi dine göre de hayat tanrı tarafından insana bahşedilmiştir ve insanın kendi hayatına son verme hakkı yoktur. insan acılar içinde feryat figan ederek kıvransa da, çaresiz dertlere duçar olsa da, büyük felaketlere uğrasa da, yaşamak zorundadır.
acıyı çeken insanın kendisidir ama kendi çektiği acıyı dindirme hakkı yoktur. kulağa çok bencilce geliyor.
halbuki ötanazi yasal olsaydı; hasta, yaşlı, engelli ne kadar acı çeken insan varsa her an bu durumdan kurtulabileceğini düşünerek acılarını dindirecek, kör kuyularda yalnızlığa itilmeyecekti.