2. insanların üniversitede ve mesleki hayatında çok önem arzedecek bilgilerin bu sınav sisteminde yeri olmaması. heykeltraşın da, mühendisin de, coğrafya öğretmeninin de aynı sınava girmesi. sözel sayısal demeyin bana, biyoloji mimarın ne kadar işine yarayacak? onun yerine tasarı geometri öğretsene sen bana lisede!
bir mühendis, hayatında ilk kez t cetvelini 19 yaşında görmemeli. bir biyolog hayatında ilk kez 20 yaşında mikroskop görmemeli. eğitim branşlanmalı,herkes orta belki de ilköğretimden itibaren ilerideki mesleğine göre yetiştirilmeli. (çoğu avrupa ülkesindeki gibi.)
-ercancım 10 yaşındaki bebe nerden bilecek ne mesleği seçeceğini allasen?
+mahmutcum testler yapıyorlar, ilgi ve becerilerine göre yönlendiriyorlar. sen kompozisyon yazamazken edebiyat öğretmeni oldun, iyi mi oldu?
olmadı tabii ki. öss kalkacaksa böyle kalkmalı. diğer türlü pek de bir fark olmaz, meslekte iyi olacak olan değil çok inekleyen kazanır.
memleketin kendisi zaten bir tarihi eser, öss tarih olmuş çok mu dedirten hadise.
Bunca yıl üniversite kavramının içine sıçıldıktan, üniversiteler üniversitelikten çıkarılıp bildiğin meslek liselerine dönüştürüldükten sonra anasının örekkesi sistemini de koysan bir gram ilerleme kaydedemezsin.
Günümüzde iş ve işçi bulma kurumu gibi çalışan üniversitelerin asli görevleri bilim insanı yetiştirmektir, konfeksiyon fabrikasında çalışacak makine ya da bilgisayar mühendisi değil. içini boşaltmak kavramı ahanda budur hemşerim.
E tabi, yeterli sanayi altyapısı olmayınca meslek liselerinden mezun olan meslek erbabı da, oturulabilir bir dairenin kira bedeli kadar bir asgari ücrete çalışmak yerine biraz daha götü sıkıp kapağı üniversiteye atmak ve salt etiketten faydalanmak isteyecektir.
Kaldı ki dersane sektörünü memnun edeceğiz derken, devletin lisesinin de içini boşaltır kreşe döndürürseniz, şimdi oturup hangi sınav sistemini uygulasak diye düşünürsünüz.
Hemşerim, sanayi atılımını zamanında yapmadın, otla bokla zaman geçirip milleti bir güzel uyuttun, eğitim sisteminin içine sıçtın, şimdi oturup düşün bakalım.
Elini sallasan üniversite mezununa değen, kimi mühendis ünvanlı fukaranın çaycılık, pastacılık, dolmuş şoförlüğü gibi abuk işlerle uğraştığı, lise eğitimi bir s.kime yaramadığı için neredeyse her mahalleye sikindirik bir üniversite kılıklı meslek lisesinin açıldığı bir memlekette elbette ki sistem değişikliğinin sonu da gelmeyecektir.
ihtiyacımız olan nedir? Üretimi artırabilecek, ar-ge yapabilecek, teknolojik gelişimi destekleyebilecek teknik elemanlar... Madem liseler bu boka yaramıyor, o halde boşuna masraf etmeyin, kaldırın liseyi, millet ortaokuldan sonra doğrudan üniversiteye gitsin. Hiçbir bok bilmese de, elindeki diplomanın hatırına bir yerlere yamanacaktır sonuçta.
Asıl tarih olan, tarihi olan, bir takım şerefsizlerin zamanında yan gelip yatmaları, milleti uyutmaları, cahil bırakmaları neticesinde ortaya çıkan ucube eğitim sistemidir.
Bunun elbetteki mevcut iktidarla da bir alakası yok. Yumurta zaten kapıya gelmiş, iktidar onu yerine sokamayacağına göre, kırmadan nasıl düşürürüzün hesabını yapıyor.
Şöyle bir bakınız memlekete, sanayileşme, yani üniversite mezunlarının istihdamını karşılayacak bölgeler neresi? istanbul, izmir, Bursa ve Adana. Ya gerisi? Osuruktan teyyare. Peki ne olacak bu kadar üniversite mezunu? Hiç...
Boşuna kasmayın, adını ne koyarsanız koyun, bu sistem(sizlik) dönüp dolaşıp yine vatandaşın kıçına girmektedir.
Hocanın dediği gibi, ne tarafa dönersen dön, kıçın benden tarafa...