öys anılarım arasında şöyle bir sahne vardır;
büyükçe bir kamuflaj sırt çantasıyla yan sıraya oturan savaşçı kardeşim sırasıyla;
çalar saat, tam sayamadım ama 5,6 adet kalem, iki adet silgi, iki adet su, iki adet gofret, iki adet top kek, iki adet şeker, bir adet kağıt mendil ve en sonunda kimliğini ve sınav giriş belgesini masaya koyarak, boş çantasını da katlayıp üstüne bi güzel oturmuştur. benim ve diğer sınav mağduru arkadaşların psikolojisini hayal etmeye çalışın,
ulan iki kalem, bir silgi ve bir suyum var. ne kadar fakir bir masa!
YGS esnasında önümdeki sırada oturan çocuktur kendileri. Hışır hışır durmadan tıkınmıştır. Öyle ki soruları yapmaya ne zaman vakit bulduğunu şiddetle merak etmekteyim.
insanın dikkatini dağıtan öğrencidir. ben bi su ile gitmiştim o da soru çözmekten su içmek aklıma bile gelmemişti. millet okunmuş pirincinden,okunmuş lolipopuna kadar her şeyini getirmiş. silgisini unutmuş. işte böyle mallar da mevcut. eminim o çocuk ytü'dedir ha. hep böyle oluyor çünkü. neyse. insanı çileden çıkaran mutfağı sınav salonuna taşıyan öğrencidir.
yetenekli öğrencidir.
öss ye girdiğim zamanların birinde yanıma pet şişe su alayım dedim ilk defa.
soruları çözerken kolum değdi ve optik forma döküldü.
ama sınavım iptal edilmedi.
ankaraya gidene kadar kurudu sanırım..
