nestle çikolata, selpak, uç ve kalem, bir de silgiyle bütünleşmenin muhtemel olduğu sabahtır. duygular için birşey söyleyemiyorum, söyleyebileceğim gün için;
(bkz: 14 haziran 2009)
Eğlenceli olabilen sabahlardan biridir. Sabah dışarı çıkmayı sevenleri farklı gün bekliyordur mesela . sokaklar daha bir cıvıl cıvıl daha bir insan doludur. normalde de kalabalık yerlerde gezip bir çok insanla karşılaşabilirsiniz ama her sabah bu kadar heyecanlı insan bu arada olmaz. onları izlemek de yürüyüşünüze pekala zevk katacaktır. ya da bir toplu taşıma aracına binerseniz konuşmaları dinlemek daha çekicidir o gün. biraz daha eğlenmek isterseniz öss'nin öneminden sizin var olan ya da uydurduğunuz öss deneyimlerinizden bahsedebilir daha da eğlenebilirsiniz. evet eğlencelidir derdi tasası olmayan için.. fakat o sabah "hayatını belirleyecek sınav"a girecekler için tam bir adrenalin kaynağıdır. bence bir kaç kilit nokta var. öyle ishal kabız falan olmadan o günü atlatmak. en azından öğleye kadar. sağ salim sınav salonuna ulaşıp sağ salim çıkmak. kalp atışlarının normal değerlerde kalması ve stres yapmamak. onun dışında öğrenci zaten ne olduğunu doğru bir biçimde yansıtacaktır sınava.
"bu sabah bittiğini anladım oturdum sana yazı yazdım mutlu son diye mutlu son diye..."
aile bireylerinin hepsinin(tamam çoğunun)erkenden kalktığı sabahtır.aile size sınavın önemini hatırlatıp sizi daha da kasmak istemez ama önerilerini söylemeden de duramazlar.
'oğlum belgelerini unutma' 'suyunu da al yanına çocuğum' 'yapamadığını boş bırak sonra dönüp bakarsın' vs.şeyler duymak çok olağandır o sabah.
öss den önceki gece artık sona ermiş, aylardır hatta yıllardır*beklenen gün gelip çatmış demektir. defalarca çanta kontrolu, giriş belgesini sıkı sıkı tutma* , sınav yerine sınav saatinden saatler önce gitme, okulun önünde atılan türlü voltalar, ailenin rahatlatma adına yaptığı konuşmalar gibi bir sürü detayı barındıran sabah. öğleye doğru geçer hepsi ta ki temmuz ayının ortalarına kadar.*
"her seyin bitmesine bikac saatcik kaldı.. ben rahatım, ben sakinim" diyerek kendinizi avuttugunuz, ancak bunu icinizden derken bile sesinizi titredigi sabahtir. ayrıca bas agrısı ve 07:00dan daha erken uyanmak gibi normal, kusmak vb. gibi anormal belirtileri de olabilir.
14 haziran 2009 tarihinde sınavdan önce sınava girdiğim okulun bahçesinde hüngür hüngür ağladığım sabahtır. Ayrıca babam ağladığımı görünce senin gibi evlat olmaz olsun diyerek beni okulun ortasında bırakıp gittiği sabahtır. içinizi titrettiren*, sisteme küfrettiren, gelecek endişesiyle üç buçuk attıran sabahtır. Bir daha ÖSS sınavı olmayacaktır zaten bundan sonra.
(bkz: ygs)
(bkz: lys)
türkiye için heyecanın büyük olduğu, dünyanın ise (afedersiniz) .ikinde olmadığı gündür.
sanki dünya türkiye nin etrafında dönüyor o gün, hatta bırakın türkiye yi ösym nin etrafında dönüyor... tabii ki her ülkede eğitimin içinde sınav olayı var, sınav olmalı ki seviyesi iyi olanla olmayan ayrılsın, ama bu kadar abartılan, bu kadar para harcanan, bu kadar psikolojik bozuntuya sebep veren bir sınav sistemi yoktur herhalde.
öss sınavı dünyada olup biten düşünüldüğünde devede kulak kalır, hatta devede kulak memesi kalır, ösym de o kulağın zarı kadardır, olaya bu yönden bakmak gerekir.
Eksik olmalı hayattan. Öyle bir sabahtır ki hiçbirşey duymazsınız donuk donuk etrafa bakarsınız. Götte de eksik olmayan bi sıçma hissi. Elinde belgeler elinin teriyle ıslandığı için sürekli çevirlir farklı yerlerinden tutulur veya avuç içinin kağıda değmemesi için uğraşılır. Arabada babanız sınav yerine götürürken yine boş boş etrafa bakarsınız. Sınav salonunda ise bi artislenme duygusu belirir. yavşak yavşak diğer öğrencilere bakıp amma streslisinz lan ben çok rahatım ne var amnagoyum bitcek işte 3 saat sonra dercesine. Sınav sonrası ise sınavın nasıl geçtiğine göre değişkenlik gösterir.