eğitim sistemimizin bir zaafıdır. ve bunlar büyük ihtimal ya lise mezuniyet senesidir hiç umurlarında olmamıştır. ya da çok ileri bir yaşta denemeye karar vermişlerdir.
büyük çoğunluğunu meslek lisesi mezunlarının oluşturduğu durum.
edit: neden kötülendiğini anlamasam da meslek lisesi mezunu olarak bu duruma isyan ediyorum. belki bir hata yapmış ve meslek lisesi tercih etmiş olsam da mühendislik okumak en az anadolu lisesi mezunları kadar hakkımdır.
bu kişiler şimdi ne yapacak en az % 90 ı kendi işlerini kurmaya yönelecekler(geriye kalan % 10 u sanırım tekrar sınava girer), yani girişimci olacaklar, çoğu başarısız olacak ama 30.000 kişiden % 90 ı 27.000 kişi eder, eh bunların hepside girişimcilikte basarısız olmaz en az % 1 i başarılı olur. 27.000 in % 1 i 270 kişi eder, eh memeleket en az 270 başarılı girişimci kazandı şimdiden, sevinelim yani.
bu 270 kişi kuracakları işlerde yıllar sonra bugünkü sınavda derece alıp veya iyi puanlar alıp yerleşecek üniversite öğrencilerine iş sağlayacaklar. demek ki iki uçlu bir kazanç var. o kadar da karamsar olmayalım, hayırlı olsun.
insanı sevmediği derslere çalışmaya zorlayan bir sistemde, insanın hayatına yön verme iddiası bulunan bir sınavın marifetidir. kesinlikle tüm sene boyunca çalışıp hazırlanan çocuklar suçlu değildir, insanlara sevmedikleri dersleri beyinlerine vura vura okutmaya çalışan, her sene değişen eğitim sistemi suçludur.
sorunun aslında sadece eğitim sistemindeki bozukluktan ileri gelmediğini farketmektir. şu dönem çocuklarına baktığımızda bunu açık ve net olarak görmekteyiz. sadece tüketmeyi kendine amaç edinmiş; büyük bir ergen kesimi var. amacını sorarsın. hani düşünürsün abuk subuk olsa da,sonradan mutlaka vazgeçse de mutlaka bir amacı olmalı dersin içinden. ama aldığımız cevap genelde ''bakıcaz ya işte'' olur. gelecek kaygısı taşımayan bir çocuğun öss ile ne işi olur ki? tabiki ders dinlemeyek, konuları bilmeyecek ve en kötüsü ne yazık ki gelecek kaygısı taşımayarak sıfırı çekecektir.