açıklanmasına 1 hafta kalan; taban puanların düşmesi, sınava giren nitelikli insan sayısının azalması ve kontejyanların arttırılması sonucunda tercih döneminde çoğu kişinin hadi rastgele metodu uygulayacağını düşündüğüm sınavdır.
iyiki de bırakmışım lan! oh be! buradan tüm bezmiş matematik öğrencilerine seleniyorum: bırakın çogzel oluyor.
istediğim bölümün 2007 taban puanı, şu anda çıkarttığım puanın 10-12 puan üstünde olsa da ümidimi kaybetmiyorum, nağsip kısfmet diyorum.
belki puanlar düşer, hayat bayram olur nebleyim.(okul bıraktım lan! insafa gelin noğluaar)
(bkz: odtü endüstri ürünleri tasarımı)
sınavda çıkan iki zor coğrafya sorusunu * sınavdan birkaç hafta önce sözlüğe yazdığım sınavdır:
(bkz: iskandinav ulkeleri/#3452128)
norveç'in baltık denizi'ne kıyısı olmadığını belirtmiştim ve eklemiştim de pek bilinmez diye. öss'de ise bu soruldu.
ah hey hat... telefonum toplanmadı. çünkü telefonu yanıma almayı g.tüm yemedi. sıralar bile gıcırdamıyordu. boyum sıraya tam oldu. çişe gitmeliyim diye tepinen yoktu. bayılan yoktu. ayılan bile yoktu. sadece biri kustu.
puanların minumum 5 puan aşağı çekilmesini beklediğim sınav. baraj puanlarının 175 e çekileceğinin açıklanmasının ardından bu yöndeki umudumu arttıran sınavdır.
edit: allah ım biliyorum beni seviyorsun ama daha dün ettim duamı biraz daha beklerdim ya
olması gerektiği seviyede olmuş olan sınav, bu kadar kolay sosyal edebiyat sorularının ardından bir tane kazık bölüm olsun mat 2 gibi, ki sorulara bakınca çok da sıçış bir durum söz konusu değil aslında. tabi ki 3 saat 15 dakikada bu sorularla baş etmek kolay iş değildir, eminim bundan ama ben de girdim bu sınavlardan birine ve neticesi güzeldi, herkes yapabilir aslında, da o stresi bir kenara koymak lazım biraz gevşemek lazım.
seneye biraz daha zor bir sınav beklemekteyiz ayrıca, çünkü belirli bir grup çok hoşnutken sorulardan büyük bir kısım ise yapamadık bilmem ne demektedir. puanlar bu yüzden biraz düşecektir. (belirli bölümler hariç) onu toparlamak için kasacaklardır. oss 2009 u büyük bir merakla bekleyeceğiz.
bir üst level performans kaynaklarıma ulasabilseydim full çekip tvlere cıkabilecegim sınavdı bu sınav.. ama mat2 varken o yaptıgınız el hareketine hak vermemek elde degil.. indir tamam indir..
sosyal-1deki bazı tarih soruları sosyal-2de olmalıydı ya da sosyal-1de de olmamalıydı. ayrıca edebiyatta ortaoyun sorusu yerine daha kaliteli bir soru olabilirdi.
lise son öğrencilerinin kurtarma sınavlarından dolayı 10-15 temmuz arasında sonuçların açıklanamayacağı belirtilen sınav. ösym başkanı, gecikmenin 1 haftayla sınırlandırılmaya çalışıldığını belirtmiştir. yine, yeni, yeniden sinirleri zıplatacaktır özetle.
Beş tane sorunun hatalı oldugu iddia edilen sınav. fizik , tarih , türkçe bölümlerinde birer soru , cografya bölümünde iki sorunun hatalı oldugu ösym yetkililerine bildirilmiş.
anlasılan eline yüzüne bulastırdı yine öss.
normalde yüksek puan çıkaran arkadaşlarımın bile 250-260 civarlarında seyrettiği kolay-zor karması ortası bulunamamış sınav. hemşireli doktorlu sorusu koskoca onbeş dakika yemiştir ve sonunda çözülmüştür. * edebiyat birkaç ezber soru dışında güzelken mat 2'ye geçildiğinde görülmüştür ki kural bilgilerimiz yoklanmakta işlem kabiliyetinden ziyade. yorumdan ziyade konuların kurallarına hakimliği ölçmüştür bu sınav. haberlerde dinlediğimiz-izlediğimiz kadarıyla sorular tekrar değerlendirilecek ve eksik-hatalı soruların fazlalaşması halinde iptal edilecektir. bindik bi alamete gidiyoz kıyamete anasını.
Fen-2deki 4. soruyu ben d seçeneği yapmıştım ama nasıl olduysa saçma bir şekilde a seçeneği olduğu idda ediliyor. belkide bu saçmalık yüzünden açıkta kalırım. **
fen-2 den a kitapçığına göre 4. soru(açısal ivmeli soru) müfredat dışı sorulmuş(özel okulların müfredatında varmış) cevabı da yanlış olarak verilmiştir.en azından yanlış olduğu iddia edilmektir.iddiaya göre cevap anahtarında A seçeneği olarak belirtilen sorunun doğru cevabı D olmalıdır. http://www.ugur.tv/haber/...f1f0098b864a183a4505474cc
şimdi efendim eminim aranızdaki hayranlarımdan meraklananlar var.
sınav sabahı aritra neler yedi? neler içti? ne konuştu? kiminle sınava gitti? neler yaptı, neler gordu? gezi fotograflarından nimetlenebilir miyiz? hayır.
öncelikle sunu belirtmek istiyorum ki sınava girecek olan elemana "sakin ol" denmez. dersen o adam gerilir. evet ben de gerildim.
"sakin ol" diye diye gerdiler beni. ama sabah kalktıgımda hepsinden arınmıştım. uyandıgımda kedimi omuzuma kıvrılmış uyurken buldum ve hiçbir şey yokmuş gibi onunla oynaştım bi sure. (aslında zamanım boldu ondan rahattım.) neysem efendim, gayet normal biri gibi kendime yiyecek bir şeyler hazırladım, yedim. duşumu aldım. giyindim. hazırdım. ne var ki annemlerin uzun suredir sinyallerini verdikleri istekleri artık bir isyana dönüşmüştü. "kızım bak guvenme grafik mrafik bişi olur giremezsin sen yap yine yapabildigini ne olur ne olmaz." diyordu annem ciddi ciddi. biraz bozuldum ses cıkarmadım pek. bir şeyler geveledikten sonra evden cıktım. sınava tek gittim.sınav vaktini beklerken sahildeki çay bahcelerinden birinde oturup sigara içiyordum. bir yandan denize bakıyordum ,bir yandan etrafımdaki insanlara. aileler ve onların genç kurbanlıkları garip haller içindeydi. bense tek başına oturmuş gerilmiş bi kızdım halinden pek de memnun olmayan. (sadece karizma olsun diye dedim).
gergindim cunku bana "sakin ol" diyorlardı sakin olmama rağmen. içim sıkılmıştı cunku kanıma giriyorlardı "öss de asıl sorulara" diye. bunlamıştım. sonra bagırıp "eeeöf yeter ama hea özguvenimi sökün alın tabi oldu canım yaaa aaaa" diyesim geliyordu hepsine. sonra sakinleşmeye çalıştım. artık cidden sakin değildim. sadece aşmam gereken bir baraj varken ben butun öss yi karşıma alıyor gibi hissediyordum eski deneyimlerimden.
aklımdaki dusunce bir anda değişiverdi. dikkatli baksalar bi anda hafiflediğimi farkedebilirlerdi belki.
"insanların tek bir hedefi olur. mıymıntı mıymıntı 'ne olursa artık' diyen biri asla başarılı yada mutlu olamaz. hem ne demek ne olursa artık? kendi hedefime guvenmeden her şeye acık halde olacaksam neden ugrasıyorum ki? kendi hedefime bile guvenmiyorken nasıl bir basarı bekleyebilirim?" bunu dusundugum anda aklımdaki tum supheleri etrafımdaki insanların tum sozleri yok oldu.
sınav suresince aklımdaki tek şey grafikti. sınavdan 20 dakika kadar erken cıktım. binadan cıktıgımda yuzume guneş vurdu. herkes gulumsediğimi sanıyordu oysa guneşten yuzumu buruşturmuştum. biraz yurudukten sonra kapıda çocuklarını bekleyen velilerin yuz ifadelerine baktım. öyle karamsardılar ki.. onları öyle gorunce gerçekten gulumsedim. sınavın kolay olduguna dair mesaj vermek ister gibi.
biraz yurudum. aylardır uzerimdeki agırlık, hedefime olan guvensizliğim ve öss nin kendine has kasveti üzerimden kalkmıştı. ilk defa kendimi grafik ögrencisi olarak hayal edebildim. ve sanırım çoktan kazandım.
öss o kadar önemli değildi kendisi açısından. sonucta sadece barajı geçmem gerekiyordu bu sefer. yine de insanın eskiden kalma çelişkileri oluyor, bir şekilde yine hepsini yapmak zorundaymışım gibi hissediyordum kendimi. ama herkesin soylediği, aslında mantıklı gelen ama tam kavranmayan "hedefinizden asla vazgeçmeyin." sözunun anlamını tam olarak kavramamı sağladı. hedefine inanmayan biri asla basarılı olamaz.
ben bugun bunu gordum.
insanın tuzu kuru olunca, mat2'nin çok kolay geldiği sınav...
e tabi bir de sınav psikolojisi falan da olmayınca ciddi ciddi birkaç geometri sorusunun dışında, 2 ay mat2 çalışan bir insanın hepsini yapmaması çok garip gelir bana... sadece kuralları yerine koy gitsin... e tabi bunları üniversitede mat 1-2 yi 3er kez alıp geçince çok bi rahat söylüyor insan...