cennetten kovulan adlı uuserımızın yazdıgı bir entry den ilham alarak diyebilirim ki sevişmek bir ayinse bu da bir nevi kutsamaktır. sevdiceğinizin dudağına dokunarak kutsamak..
o gözlerini kapar sen izlersin. bazısı vardır ki dudaklarının arkasında batan ay ile aynı renktir. ne oldugunun farkına varamaz ay batar dudakları kalır. o gider dudakları kalır. bir anlık dalgınlıktan sonra gözünü tekrar açarsın yüzüyle burun buruna gelirsin rüya bir daha başlar. kokusu burnuna değil de direkt beynine gitmeye başlar. sırtındakı çukurlara dokunursun, boynuna saçlarına..
"insan vucudunun hemen hemen her bölgesi -aslında- erojendir ya da erojenleştirilebilir"
bu dönüşüm genellikle fiziki uyarılarla meydana gelir. kültür, çevre etkisi gibi dış etkenler bu dönüşümde yalnızca "onaylayıcı" konumda yer alır. demek istediğim, tabiri caizse, alınan hazzın "haram" yahut "helal" olduğunu (yani bu tarz bir onaylayıcılıktan bahsediyorum) belirler. bu doğrultuda, çoğu kültürde anal seks haramken, vajinal -normal- seks helaldir. (tekrar belirteyim; dinsel anlamlarından çok gerçek anlamlarında -dogmasal yasaklar- kullanıyorum ifadeleri)
durum seks türleri ve hatta seks pozisyonları formatına bile çekilebilir (hatta çektim) ama sevgilinin her yerine dokunmak gibi, herhangi bir anda, bedenlerde dudakların rahatça gezmesinden daha iyi bir şey yoktur. olmaz, olamaz.