ilk buluşmalarında sinemaya gidip çocukla el ele tutuşmuş arkadaşıma, "ne! ilk buluşmada elini mi verdin?" diyen arkadaşı hatırlatan başlık. yıl 2007'ydi tabi o zamanlar. böyle şeylerin hesabı yapılırdı.
(bkz: büyüdüğünüzü gösteren ufak belirtiler)
erkekler kısmi farklar dışında hemen hemen tek tip diyebileceğimiz yaratıklardır.
aslında konu uzun ama kısaca özetleyecek olursak;
erkeklerde "özel" hissetme olayı, özellikle de cinsellik gibi "toplumumuzda" bıçak sırtı olan konularda yoktur. yani siz bir erkekle ilk buluşmada öpüşürseniz o erkek bunu sizin adınıza genele yayar ve haliyle sizden beklentileri farklı olur. almak istediğini aldığında ise eyvallah der gider.
nitekim başta böyle bir hataya düştüyseniz sonradan durumu kurtarma ve imajınızı düzeltme şansınız yoktur.
yani bağyanlar size diyeceğim o ki bir erkekle ciddi düşünüyor ve onda potansiyel görüyorsanız bu tip konuları mümkün mertebe öteleyin.
o istediği için değil kendiniz de istiyorsanız öpüşün. sonra ''ilk o beni öptüğ ama ben ne yapabilirdim kieeğ'' triplerine girmeye gerek yok. istemiyorsan net ol. o da duracağını bilsin. öptürmedin diye karşı gelecek ise def olsun gitsin.
alınan elektriğe göre değişen durumdur. sayı belirtmemek gerek. sevdiğim kadını öpebilmek için 6 ay beklemiştim sayısız randevu ve eli elime değmemişti. ama gözleri bütün vücudumu ateşe veriyordu. ötesi var mı?
ilk buluşmada kızı korku filmine götürüp "acaba öpüşür müyüz lan!?" hayalleri kuran kişinin dilinden dökülen kendini ikna etme telkinleridir. ilk buluşma üçüncü yada otuzuncu hiç fark etmez. ilk buluşmada öpüşmeniz halinde kıza kaşar yaftası yapıştıracaksanız hiç bir kıymeti yoktur uzatmanın. Bu içten gelen bir şeydir. Ten uyumudur. Ha düsturu aşmak hoş değil ancak kaidelerle sadece yalanlar elde edersiniz küçük beyler.