görülen bu fotoğraf derideki reseptörlerin dağılımını gösteriyor.her his için farklı iletim kablosu bulunuyor ve beyne bu kablolar aracılığıyla taşınıyor.şimdi asıl bilinmesi gereken nokta şu;
bu kabloların kalınlıkları ile hızları doğru orantılı.yani dokunma reseptörünün beyne iletimi ağrı ve sıcaklık reseptörünün beyne iletiminden daha hızlı.
şöyle düşünün,oturduğunuz sandalyeden kalktınız,mutfağa gideceksiniz.yolda giderken köşede duran sehpaya serçe parmağınızı sert bir şekilde çarptınız.baya küfür ettiniz ama konu bu değil.
ne yaparız hemen? elimizle serçe parmağımızı ovuştururuz.yani en kalın liflere sahip olan dokunma reseptörünü aktif hale getiririz.böylece ince liflere sahip olan ağrı reseptörünün sinyali beyne ulaşmaya çalışırken biz önceden gidip o ağrıyı farklı bir alıcıyla dengeler veya ortadan kaldırırız.baş ağrısı,diş ağırısı gibi yerleri ovalayınca ağrının azalması veya geçmesinin sebebi de budur.
bu fotoğrafta beyne giden duyuların kapladığı alan vücuduzuma oranlandığında ortaya çıkan insanımsı gibi bir şey.yani şöyle ki parmaklarımızın(özellikle işaret parmağı) ve dudaklarımızın ucundaki sinir hücreleri daha hassas olduğu ve dış dünyayı bunlarla dokunarak daha kolay kavradığımız için beynimizde daha büyük yer kaplar.etki ettiği ve uyardığı alan bakımından.önemli olan işlev.o yüzden bebekler emekleme döneminde her yere parmağını sokar ve her nesneyi ağzına alır.çünkü parmak ve dudağı kullanarak beyinde daha büyük alanı harekete geçirir ve dış dünyayı tanımlar.
çiftlerin öpüşmesinin duygusal açıdan bir sebebi de bu olabilir.daha fazla uyarılma.
annelerde bu yüzden bebeklerini öptüğünde gerçekten ağrıyan yer geçer.diyebilirsiniz ki parmağıyla da ovalayabilir, o da artık annelik içgüdüsünün getirdiği,çocuğuna yönelik bir sevginin nişanesi olsun.