yoktan yere kırılan kalplerin, gelişigüzel edilen o hoyrat, ah kimi zaman da imalı sitemlerin,
birbirimizi ördüğümüz o kerpiç duvarların, aslında şu iki günlük dünyada boş olduğunu
kanıtlayan, asıl güzelliğin, yüceliğin, kadir kıymet bilmenin, dahası insan olmanın sağladığı
erdemi taşıyabilmenin anahtarını veren bi söz, eylem, bağışlama göstergesi. kaybedecek neyimiz var allah aşkına? beden de ruh da, her şey bizlere emanet, şu dünyada yaşayan ve yaşamış olan trilyonlarca insandan biriyiz işte, hepsi bu... ne acı değil mi? hal böyleyken bi de materyaller uğruna kendimizi, dahası ruhumuzu kirletiyor, ona derin yaralar veriyoruz.
sık sık elimi tommy kotumun ağ kısmını öptürür, bana biat etmek isteyen sıradan insanlara izin
vererek ne denli yüce gönüllü biri olduğumu ortaya koyarım, asla yüksünmem, o küçücük
ruhlarını ne kadar da mutlu ettiğini bilirim böyle şeylerin, bu beni küçük mü düşürür peki, elbette
ki hayır.