3 mart 2004 tarihinde taksim imam adnan sokakta öldürülen istanbul üniversitesi öğrencisi.
önce başına taş düştü dediler
sonra yorgun mermi
daha sonra da düşünen beyninin içinden bir suikast mermisi çıktı.
Mart 2004 günü bir devrimci katledildi istanbul sokaklarında. Adı Önder Babat. Bugüne kadar pek rastlanılmayan bir cinayet yöntemiyle katledildi. Yolda yürürken birden yere yığılan Önder'e ne olduğu ancak otopsi sonucu kafasından çıkarılan kurşun ile ortaya çıkmış oldu. Oysa katledildiğinde yanında bulunanlar ve çevredekiler silah sesi duymamıştı... Cinayet sonrasında yaşananlar ise failler konusundaki belirsizliği daha da azaltıyordu. Polis, Önder'in ailesine ve arkadaşlarına geçiştirici bir tavırla yaklaşıyor, başına taş düşmüştür, olur böyle şeyler, götürün gömün cenazesini deyip duruyordu. Ailesi ve avukatlarının otopsi talep etmesi üzerine Önder'in katledildiği yerde daha önce bulunamayan kanlı bir taş, kendi tezlerine destek arayan polisçe bulunuveriyordu. Ama ön otopsi raporunda Önder'in kafasına isabet eden mermi tespit edildi.
Önder Babat
(3 Mart 2004 günü kaybettiğimiz Önder Babat'a)
Yürüyordun,
Şarkılar söyleyelim diyordun.
Koşalım var gücümüzle
Avuçlayalım kır çiçeklerini
Demet demet sunalım insanlara
'Ama kardeşler mutlu olabilir mi insan bir başına'
Aklına düşüyordu karton kulübelerde yaşayanlar
Yürüyordun,
Ansızın bulutlandı mavi göz gök
karardı sis kapladı Beyoğlu'nu
yer sarsıldı bir yangında yitti kır çiçekleri
Sendelendin.
Bir kadın kıvrandı sancılar içinde
çığlıklarla yırtıldı gece
Yüreklerimiz balyozlarla dövüldü.
Buz tuttu gökyüzü
Parça parça döküldü.
Düştün sarıldın toprağa
kardeş eller uzandı sana
bir çocuk doğdu kanlar içinde
ağlayarak soluğun durduğunda
göbek bağı kesildi annesinin
ılık memesi susturdu çocuğu