önce geleceğimi garanti altına almalıyım

entry1 galeri0
    1.
  1. şeytan'ın insanı kandırma ve onları çeşitli vesveseler ile yanılgı ve bahanelere sürükleme yollarından biri de hiç şüphesiz insanların gelecek ile ilgili sahip oldukları endişe ve kaygılardır. Daha annesinin karnındaki çocuğa meslek seçmekle başlarız bu endişelere. Seçilen bu meslekler ise genellikle çok para kazanıp rahat edeceği mesleklerden olur her ne hikmetse. Aileler belki kısmen kendilerine göre haklı gerekçelerle küçük yaşlardan itibaren işlemeye başlarlar çocuklarını; "Aman yavrum ileride çok büyük adam ol," "iyi bir meslek sahibi ol," "Ele güne muhtaç olma," "Kendini ve geleceğini garanti altına al" gibi çeşitli nasihatlere muhatap olmanız kaçınılmaz hale gelir. Daha küçük yaşlardan itibaren bu gelecek kaygı ve endişesi ile büyüyen çocukların da tüm hedefleri geleceğini garanti altına almaya endekslenir. Üstelik geleceği bile garanti olmayan geleceği! Öyle ki çoğu insan kısa yoldan köşeyi dönme mantığı ile girer işlerin içine. Fırsatını bulduğundaysa hak, hukuk ve adaleti terk etmesi işten bile değildir. insan farkında değildir ama bu kaygılar da şeytanın insanlara kurduğu tuzaklardan biridir. Kur'an ayetleri bu konuda da uyarılarda bulunur insanlara:

    "Şeytan sizi fakirlikle korkutur, sizi görünür görünmez çirkinliklere sürükler, Allah ise size kendisinden bir bağışlanma ve lütuf vaat eder." (bakara/268)

    Sürekli olarak gelecek endişesi ile şekillenen zihinler kendi geleceğini garanti altında alınca bu sefer çoluk çocuğunun geleceğini düşünmeye başlar. "Önce çocuklarımın geleceğini garanti altına almalıyım. Onları en iyi okullarda okutmalıyım" gibi kendi içinde iyi niyetli düşünceler hayatın merkezine konulur ve bu idealler uğruna çalışırken tüketilir ömürler. Oysa gerçek anlamda kişinin duyması gereken gelecek kaygısı dünya hayatı için değil ahireti için olmalıdır. Çünkü şu üç günlük geçici dünya hayatında gerçek anlamda kaygılanmasına neden olacak kayda değer bir şey yoktur. Allah yarattığı her canlıyı rızkı ile yaratır. Kendi rızkını temin etmeye dahi güç yetiremeyecek acizlikte nice canlılar vardır ki Allah bir başka canlıyı vesile kılarak onu da rızıklandırır.

    "Nice hayvanlar var, kendi rızkını taşıyamaz. Allah onları da rızıklandırıyor, sizi de." (ankebut/60)

    insan geleceği bile şüpheli olan geleceğini, edindiği dünyevi nimetler ile garanti altına alacağını sanarak aldanır. Sahip olduğu ya da olacağı şeylerin sonsuza kadar yanında kalacağını sanır. Oysa Kur'an asıl yatırımın neye yapılması gerektiği konusunda insanları uyarır:

    "Sizin yanınızdaki tükenir, ama Allah'ın yanındaki sonsuza dek kalıcıdır. Sabredenlere ödüllerini biz, işleyip ürettiklerinin en güzeliyle mutlaka vereceğiz." (nahl/96)

    Bunun yanında dünya nimetini isteyip tüm ömrünü dünya için yaşayanlara dünya nimetlerinin tam olarak verileceği ama bu kişilerin ahirette nasiplerinin olmayacağı da ifade edilir ayetlerde:

    "Kim dünya hayatını ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar. işte bunların, ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların orada (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur." (hud/15-16)

    insanın gereksiz dünyevi endişelerinden sıyrılması, bir gün öleceği gerçeğini unutmaması, geçici olana değil kalıcı olana yatırım yapması, kısacası daldığı derin uykudan bir an önce uyanarak Rabbinin çağrısına kulak vermesi gerekir. Kendince geleceğini garanti altına aldığını sanıyorsa da nefes aldığı her an, Allah'a muhtaç olduğunu bilmelidir insan.

    "Ertelenmesine Allah'tan izin çıkmayacak o gün gelmeden önce Rabbinizin çağrısına uyun. O gün, sığınacak yeriniz olmayacak; yaptıklarınızı inkar etmeniz de mümkün olmayacak." (şuara/47)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük