--spoiler--
bin yıllardır bereketin simgesi olan buğday anadolu topraklarında bir bitkiden çok daha fazlasıydı. bu topraklarda buğday demek gelenek demekti. kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıydı. buğday tüm anadolu medeniyetleri için kutsaldı. ekmek yere düşünce öpüp başa konulması unutuldu.
ekmeklik buğday kepeğinin ağrı kesici olarak kullanıldığı ve kas ağrılarına, romatizmaya, kabızlığa, kansızlığa iyi geldiği anımsanmıyor artık. sahi hayvanların mide ve bağırsak sorunları buğday saplarıyla giderilmez miydi?
buğday eskiden yıkanır, durulanır, çimlendirilir, fermante edilir ve yavaş kabaran maya ile pişirilirdi. bu sayede taninler, saponinler, sindirim enzim inhibitörleri ve lektinler gibi suda eriyen ve sıcağa duyarlı toksin ve anti besin öğelerin seviyesi azalırdı. dişlerin de düşmanı olan fitik asit kısmen parçalanır ve böylece hazmı kolaylışır, besin değeri artardı.
şimdi hastalık sebebi oldu!
tahıl ambarı olarak bilinen anadolu toprakları 23 yabani buğday türüne ve 400 den fazla kültüre alınmış alınmış buğday çeşidine ev sahipliği yapmaktaydı.
türkiye genetik kaynaklar açısından da dünyada önemli bir yere sahipti. güneydoğu anadolu bölgesi, buğdayın yeryüzünde ilk kez evcilleştirilip dünyaya yayıldığı coğrafya olarakta belirleyiciydi. bereketi hilal'di.
sadece eskişehirde büyük özveriyle tohum ıslah edilmedi. atatürk cumhuriyet'in o zorluk yıllarında diyarbakır atarımsal araştırma enstitüsünde ''diyarbakır 81'', ''dicle 74''..
ankara tarımsal araştırma enstitüsünde ''akbaşak'' ''topbaş''
yeşilköy tar. ar. ens. ''köse melez'' ''ekmeklik 69082'' ''makarnalık 68722''
ege tar. ar. ens. ''cumhuriyet 75'' ''gediz 75'' ''ata 81'' ''ege88'' vs vs vs..
zamanla küresel tarım şirketlerinin baskıları sonucu bu yararlı çalışmalar siyasi destek bulamadı.
ya üretim?
2001 yılında 49 milyon dolar olan buğday ithali bugün 2 milyar dolara yaklaştı.
dört yıldır buğdayın fiyatı 80-100 kuruş arasında gidip geliyor. mazottan gübreye kadar diğer girdilere yapılan zamlar karşısında buğday üreticisi bilinçi olarak zarar ettiriliyor.
yetmiyor. bakanlar kurulu kararıyla buğday ve çavdarda 130 olan gümrük vergisi oranı yüzde 8 e düşürülüyor. mısırda yüzde 130 olan gümrük vergisi oranı yüzde 35 e, arpada yüzde 100 den yüzde sıfıra düşürülüyor.
gümrük vergileri neden bu kadar tepetaklak edildi? köylü üretmesin diye.
...
akp, imf nin ''stok politikalarını terk et'' emriyle 2006 yılında stoklarındaki buğdayı çok ucuza elden çıkardı.
tarım doğaya bağlıdır. doğadan gelecek felekat üretimi allak bullak edebilir. depolamanın amacıda budur. zaten ertesi yıl türkiyede kuraklık oldu. buğday üretimi 21.5 milyon tondan 17 milyon tona düştü. ve akp gümrük vergisini düşürerek buğday ithal etti.
2006 yılında 240 bin ton buğday ithal edilirken, 2007 yılında 2.1 milyon ton ve 2008 de 3.7 milyon ton buğday ithal edildi.
bu rakam 2011 de 4.7 milyon tona çıktı.
Türkiyenin hububat gümrük duvarları yıkılarak tarımda ithal ürünlere bağlılığın önü açıldı. bu sebeple..
akp iktidara geldiği 2002 yılında buğday ekim arazisi 9.4 milyon hektardı. bu gün 7.2 milyon hektara düştü.(ekilen tohum gene ithal)
düşünün kişi başı yılda 110 kilo ekmek tüketiyoruz. pazar büyük neler yapılmıyor ki?
örneğin un sektörü ne durumda? türkiyede un fabrikaları birer ikişer kapanıyor. un sanayisinde kapasite kullanım oranı yüzde 45 e kadar geriledi. su anda 670 tesis un üretirken 2003 yılında bu sayı 1234 idi! pazar dengeleri de değişiyor. singapur merkezli interflour sirketi 2012 yılında ankarada un fabrikası satın aldı. 2015 yılında mediterra capital izmirde söke un u satın aldı.
akp döneminde buğday bozgunu yazmakla bitmez.
depodaki buğdayı elden çıkaranların buğday ekimini azaltanların amacı ne?
sertifika kurnazlığıyla tohumu köylünün elinden alıp küresel şirketlerin egemenliğine sunanlar kimin amacına hizmet ediyor? buna ''milli siyaset'' mi denir? bizanstan osmanlıya ülkenin tahıl ihtiyacının karşılanması devletin güvenliği açısından büyük önem arz ederdi. yya şimdi? tam bir teslimiyet yaşandı/yaşanıyor.
türk tohumuclar birliği milli bir kuruluş mu?
akp nin çıkardığı ''tohumculuk kanunu'' ile sertifikalı tohum satan 791 şirket tarafından kuruldu. haliyle de sertifikalı tohum düzeninin en büyük savunucusu.
türkiyede sertifikalı tohum 2002 yılında 145 bin tondu. 2009 yılında 385 bin ton. 2013 yılında 743 bin ton. 2015 te 896 bin ton. 2016 yılında 957 bin ton oldu.
1980 yılında 3 özel firma vardı. bugün önde gelenleri yabancı 660 şirket bulunuyor.
...
evet tohumu üretip satanlar bu küresel şirketler.
evet tohum kimyasal ilaçlarını zehirlerini üretip satanlar bunlar.
evet açlıktan kurtaracağız masalıyla insanları hastalığın pençesine atanlar bunlar.
tohumları satacakalr.
tohumları kullananlara gübre-ilaç satacaklar.
tohumları ekenlere petrolü satacaklar.
parası olmayana kredi verecekler.
bu tarım felaketi sonucu hastalananlara ilaç satacaklar..
