'at gözlüğü ile olaylara bakma' durumudur. ancak bu problemi sadece yüce türk milletine mal etmek sanırım açılan bu başlığa istinaden ironik bir durum olsa gerek.
ne kadar inkar etsek te aslında içimize işlemiştir. belki çok bariz değildir ama kendi kabuğuna çekildiğinde, neden böyle oldu diye iyiden iyiye düşündüğünde anlarsın ne kadar da önyargılı olduğunu...
*Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın vardı. Kadın, kendisine arkadaş olması için dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başladı.
Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmazdı. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşmıştı.
Birkaç ay sonra kadının çocuğu doğdu. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak oldukça zordu.
Günler geçti. Kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kaldı. Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardı. Aradan biraz zaman geçti ve anne eve geldi. Gelinciği ve kanlı ağzını gördü. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırdı ve oracıkta öldürdü hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyuldu. Anne odaya yöneldi Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış yılanı gördü.
her kişiliğin kendisine has doğruları ve yanlışları vardır.insan,genelleme yaparak öğrenir. aslında her birey önyargı sahibidir. eğer öyle olmasaydı yaşamdan keyif alınamazdı.önyargısı diğer insanlara göre daha fazla olan kişiler ise sığ persfektiflidir.kendi doğrularında kavrulurlar.
yemeğe, oranına bakmadan tuz eklemek.aynı kişinin yaptığı yemek bir ya da bir kaç kere tuzsuz olmuştur belliki.ön bekllekte toplanan bilgiler,
bir kez bile yaşanmış olaylar hakkında ön kanaati oluşturur.
bireyin; bilgisi ve yorumu olmadığı konular ve kişiler de, yüzeysel olarak görebildiği doğrultusunda, zihinde boş ve kirli olduğu kadar da kuvvetli olarak analiz etmesidir, ön yargı.
Einstein demişti sanırım ; "Önyargıları yıkmak,atomu parçalamaktan zordur." diye.
Kesinlikle haklı bir söz bu söz.Şimdi düşünelim,biz neden sürekli sorunlar yaşıyoruz.Neden bir türlü gerekli çözümler üretemiyor,herkesin istediği barış'ı,sevgi'yi,anlayış'ı bir türlü sağlayamıyoruz.Neden herkes aynı melodileri dillendirirken sürekli çatışma içerisindeyiz ?
Sebebi ne olabilir ki ? Bence bu olayların sebeplerinin en başında gelen kurallardan biridir önyargı.
Nedir Önyargı ?
Bir türk'ün hiç tanımadığı ermenilerin hepsine "sadece" ermeni oldukları için sövmesi.Aynı şekilde bir Ermeninin hiç tanımadığı bir "türk" için genelleme yaparak barbar,vahşi gibi kavramlar kullanması.
Hayatı boyunca bırak bir yahudi görmeyi yahudi kıyafeti bile görmeyen birinin sabahtan akşama kadar "başımıza ne geliyorsa hepsi yahudiler yüzünden demesi."Aynı şekilde bir hristiyanın hiç tanımadığı müslümanlar hakkında atıp tutması,onlar şöyle onlar böyle demesi.Sırf Türk ve Müslüman olduğu için bir insandan nefret etmesi.
Mini etekli birini gördüğünde "aha bu kız orospu" diye yaftalayanlar,ya da gördüğü her başörtülü insanı "Ak parti yanlısı,gerici,yobaz" diye eleştirenler.
Diyelim ki A partisinden olan biri B partisinden olan biriyle bir konuyu tartışıyor.A partili kişi
karşısında sadece ama sadece B partili olduğu için siyaha siyah dese inanmıyor.Ne kadar doğruyu da söylese B partili kişi A partisinden olan öyle bir önyargıya sahip ki,ne derse desin B partili kişi ona muhalefet ediyor.
Bu yıkılmaz denen yargıları yıkmadığımız sürece asla tünelin ucunda ki ışığa ulaşamayız.Hala karşımızda ki insanın küpesine,kılına,dış görünüşüne bakıp yargılıyoruz.Oysa ki "Biz söze değil öze,şekle değil manaya bakarız." diyen bir kültürden "anadolu" kültüründen geliyoruz.Unutma,Unutturma!
Yargının önden gideni.
Herkes ön yargılıdır aslında. Yani biri hakkında iyi ya da kötü ilk görüşte kafasında bir şeyler oluşur insanın. illa kötü olcak değil.
toplumumuzda ve sözlüklerde bolca karşılaştığımız durum diğer bir deyişle bütün olayları birbirine bağlayarak karar verme hüküm giydirme embesilliğidir.