bu memlekette ne iş yaptığı merak konusu olan kişi. şarkı söylüyor sesi yok yazı yazıyor içerik yok nasıl oluyor gündemde kalıyor buralar büyük paralar kazanıp ortalarda dolaşıyor. ne düşünür ne eder beni ilgilendirmez fakat dik olmak şarttır her zaman. evet.
dönek kelimesinin anlamını öğrenmesi gereken kişi. zaten topluma da hastalık derecesine gelmiş ve her fırsatta nemalanmaya çalıştığı hayvan sevgisi ve dandirik bir köşe yazarlığı dışında bir katkısı yoktur. buna rağmen özgüven timsalidir kendisi. en çok ona sormanız gerekir. sanattan da, sinemadan da, edebiyattan da en iyi o anlar çünkü...
ya artık böyle tiplerden de bunlara prim verenlerden de sıkıldım. şafak sezer bir, bu iki. kardeşim dansöz gibi kıvırıp kıvırıp sonra fikirlerinize saygı beklemeyin artık. tutarlı olun. hem madem ömür gedik sıkı bir hayvansever, birisi ona polisin attığı gaz bombalarından etkilenen köpeklerin fotoğraflarını göstersin. ya da zahmet etmeyin ben göstereyim:
ayy dur laf sokayım bu ablaya.
hımm hayvan hakları savunucusu bu.
şafak szer'e de giydireyim.
aha buldum:
hayvan hakları savunucusuymuş şafak sezer'i de savunmuş.
ne zekiyim la hadi beni alkışlayın.
zekası bu seviyedekilerce bu da topa tutuluyor.
söylediği şey o kadar doğru ki.
at gözlüğü takmayın ey ibneler bir kişinin her şeyi kötü veya her şeyi iyi olamaz diyor, onu anlayın.
ne güzel topa tutuluyor. burası özgürlükler ülkesi değil ki, sen sadece muhalefet olmak zorundasın.
keşke sen de eylemcileri galeyana getirip de tatiline çıksaydın ya, böyle daha çok sevilecektin.
gezi parkı olaylarından dolayı, başbakandan özür dilemesiyle çapulcular tarafından ağır bir dille eleştirilen şafak sezer'in yanında durarak güzel bir yazı kaleme almıştır; olması gerekeni olması gerektiği şekilde yazan kadındır.
atom çekirdeği kadar beyniyle siyasete bulaşan daha sonra biraz fazla bulaşıp eline yüzüne bulaştıran manasız, şekilsiz, zihinsiz yaşam formu.
bir de şöyle bir şarkısı var (bkz: portakal orda kal)
patolojik boyutta hayvansevergiller familyasından olan bu sarı saçlı, arkadan liselik, önden müzelik kızımız; sürekli olarak, dünyadaki tek hayvansever insan kendisiymiş gibi davranmaktadır.
kurucusu ve yöneticisi olduğu derneğin adının hikayesi sorulduğunda bir programda; ancak bu derece kötü anlatabilirdi hachiko/haçiko'nun ne anlama geldiği ve neleri ifade ettiğini. sadece kem küm edip biraz zırvaladı.
gerçektende bazıları sadece "hayvansever" titri ile anılmak için hayvansever. kendisinin samimi olduğuna inanıyorum şahsen fakat; herşeyin aşırısı tehlikeli ve irrite edicidir ki; hayvan sevmeninde bellli başlı hudutları olmalıdır.
herşeyin fanatik boyutu şahsımın midesini bulandırıyor. kraldan çok kralcılar bütün kanımı ve yaşam enerjimi emiyor.
facebook hayvansever sayfalarında yirmi dakika dolanırsanız eğer; ne demek istediğimi kavrayabilirsiniz.
hangi zevke hitap ettiğini ve nasıl güzel bulunduğunu anlayamadığım teyze kılıklı bir şey, neci olduğu belli olmayanlardan ünlü edilmiş bir şahsiyet işte...
bugün, 'kanal d'de 'cinemania' adlı kendi hazırlayıp-sunduğu programı izledim tesadüfen. hazırlamasına bir diyeceğim yok ama mümkünse sunmasın lütfen! yani bir ses tonu düşünün ki tonlamadan yoksun, bir yüz ifadesi düşünün ki sunucunun yüzüne hafifçe gülümseyen bir maske geçirdiğini zannedersiniz, kadında mimik yok! sanki yapımcı, sabahın köründe zorla getirip programa çıkarmış da tepki koyuyor. ne işve, ne eda, ne naz, ne de davetkar bir tavır.
Şimdi ben bu hanım kızımız için ne diyeyim, bi kaset çıkarsın diyecektim geç kalmışım onu da yapmış, röpotaj yapıyormuş ,film eleştirmeniymiş, sunucuymuş, şarkıcıymış, güzelmiş, akıllıymış e hepsi birarada varmış gerisine ne hacet.
