şarkı söylememesi için gerekirse yalvaracağım kadın. lütfen ömürcüm bunu okuyorsan bırak müziği git bir ege köyüne yerleş domates, biber filan yetiştir lütfen.
kendisini afrodit zanneden garip biri. her röportaj resminde utanmasa çıplak poz verecek.
kendisini öylesine dayanılmaz zannediyor ki röportaj yaptığı insandan daha ön planda olmaya çalışıyor.
film eleştirileri yetersiz, sesi korkunç, sandığı kadar güzel de değil. niye ünlü anlayamıyorum.
barış manço, cem karaca gibi isimlerin ölümüyle, piyasanın eline kaldığı zavallılardan biri. ses desen yok, müzikal altyapı yok, şarkı sözü desen yazmaz, aranjman desen yapmaz. sözü birilerinden bulup, bestesini birilerine yaptırıp, olmayan sesiyle söyleyen ve türkçe poptan soğutan bir kişilik. zaten gazetedeki köşesinde de, adam gibi film eleştirileri yaptığı da yoktur. hayatında gerçekten iyi yaptığı birşeyler var mıdır, merak ettirendir.
edit: biliyorum yorumların çoğu beş para etmez. bey amcanın da prostatı var deniliyor. fakat mani olamıyorum. kendimi gülen adam filmindeki kemal sunal gibi hissediyorum...
neyse bir yarım saat sonra utanmaya başlarım. bey amcaya da geçmiş olsun, eğer gerçekten prostatı varsa.
Nam-ı değer the last hayvansever. Hayvanlar için yardım diye bir şarkı söyledi sonra sanatçı çıktı başımıza. kedilere saldıran köpeklerden nefret eder.
önce karşımıza eleştirmen olarak çıkmış fiziğini beğendiğim sarışın hatun. sonra hayvan sevgisiyle ön plana çıkmasıyla ruhunu da sevdim. albüm çıkarmalar falan. ama bu berbat sesle albüm çıkarmaya devam etmiş sözlük, hani hayvan sevgisi? yardımseverlik?