şu program show tv kanal d gibi kanallarda yayınlansa bu kadar az değer görmezdi.
ama işte saçma sapan diziler daha işlerine geliyor.
bu kadar içten, bu kadar doğal ve gözleri dolduran, bazen hüngür hüngür ağlatan program yok.
emine nine vardı burada. arada izlerim, dinlerim emine nine yi. bir gece hüngür hüngür ağladığımı bilirim. o şükrettikçe ben ağlardım.
teşekkürler bu programı düşünenlere, yayınlayanlara.
kendini ağırdan satan ukala dümbelekleri buna da bok atmadan önce şunu söyleyebilirim ki trt nin en başarılı belgesellerindendir ve çok önemli bir boşluğu doldurmuştur.
ömür dediğin nedir ki. yorulmakla gecen hayat sandığımız eziyettir. çoğumuz yaşadığımızı zannederiz halbuki hep birileri için savaşmısızdır. hem de boş yere. yaşlanınca anlarız ne kadar boş yaşadığımızı. ömrümüzde öyle sınavlar oluruz ki kimimizin çocuğu ölür. kimimizin annesi babası ablası. hem sevdiklerimizin acısını yaşarız. yaşamımızda hep birileri bizi kırar. huzur ararız hep ama hiçbir zaman bulamayız. sorumluluklarımızın ağırlığı altında kayboluruz. başkalarının hayatına imrenerek bakarız çoğu zaman. mutluluğu başkasında ararız. ama bulamayız. bazen özleriz bazen de nefret ederiz. brririni çok severiz. uğruna hayatımızı ortaya koyarız ama o gider. bazen o kişi kuzenimiz olur. çevre tarafından yadırganırız. oysa ki biz sadece sevmişizdir. ömür dediğin koca bir hüzün ve yorgunluktur. çok kısadır. özellikle sevmek ve düşünmek için. ömür dediğin kişi sevdiğindir aslında.
izlediğimde helal olsun dediğim, bazen de gözlerimin yaşlanmasına hakim olamadığım gerçek aşkların, adanmışlıkların hikayesini veren program. o programı izledikçe keşke o dönemlerde yaşasaydım diyor insan. imkansızlıkların olduğu dönemde, gaz lambasında sevdiğinin mektubunu okuduğun dönemde mesela. şimdi ki gibi facebook'tu tweeter'di tırt iletişim araçlarıyla değil, özlemle hasretle yaşanan aşkları yaşasaydım diyor insan.
anadolu'nun her yanından hikayelerle derlenen, hayatı ve insanı en iyi şekilde anlatan gelmiş geçmiş en iyi yapımlardan biri. can acıtır, hüzünlendirir, duygulandırır ve aynı zamanda da sorgulatır. yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgiyi hatırlatır, insanın derinlerine iner, biz ne olacağız diye düşündürür. farklı hayatlardan farklı kesitler dinlemeye meraklı olanlara tavsiyemdir, gerçekten harika bir program.
ders almak söz konusu olacaksa eğer; gelmiş geçmiş en iyi program.
çevremizde gördüğümüz, kimi zaman acıdığımız kimi zaman hor gördüğümüz, bazı hareketlerine sinir olduğumuz vs. yani o yaşlı insanların da bi dünyaları olduğunu, umutları, hayalleri, duyguları olduğunu defalarca gösteren, yüzümüze çarpan program.
çok güzel türkülere yer veren program. kimi zaman güldürüyor, kimi zaman gözden yaşı getirtiyor. insan niçin evlenmesi gerektiğini o yaşlı amcaları, teyzeleri görünce anlıyor. tam da o halet-i ruhiyedeyken arkadan bir müzik giriyor ki dağıtıyor.
yaşlı insanları büyük bir dikkatle dinlediğimiz, gerçekten güzel bir trt yapımı. arada bir denk geliyor, oradaki yaşlı amcalar, nineler anlatırken kendimi 1922 doğumlu olan, atatürk'ü bizzat canlı görmüş ve 2009'da vefat eden rahmetli dedemin karşısında düşünüyorum. duygulanıyor insan.