o benim. "hiç dolmuş" geçmez bizim oralardan. "taksi dolmuş" falan olabilir ama. bindim ona. aslında demek istediğim, zarflar fiilleri niteler. genelde de yüklemden önce kullanılırlar. yani "dolmuşa ömründe hiç binmemiş insan" cümlesi daha doğru gibi. neyse olmuş bi kere. hadi kaçtım ben.
Babamdır.* Annesinin karnından arabalı çıktığı için dolmuş eziyeti çekenlerin halini pek bilmez.
Hatta bir kere arabasının arızalı oluşundan dolayı bindiğinde şöföre doğru eğilip
- şoför bey niye ikide bir durup yolcu alıyorsunuz? Kavanoza sıkıştırılmış turşu gibi olduk.
diyerek bütün milleti koparmış bir insandır kendileri.
günün birinde, jaguar'ının bozulması, taksi de bulamaması sebebiyle binmek zorunda kalırsa, dolmuşun zınk diye durmasını sağlayan sihirli sözcükleri, parolayı bilmediği için, ilk ve son duraklar arasında sonsuza dek seyahat etmek zorunda kalacak zengin insan.
ne kaçırdığının farkında olmayan insandır. klasik bir ben değil o kaybetti tanımıylan başladım ama olsun. şimdi sen, evet dolmuşa binmemiş zaat; senki arkanda ki adamın sevgilisiyle konuşmasını dinleyemeyen,
senki; yanında oturan metalcinin bangır bangır kulaklıktan fırlayan sesine kulak veremeyen
senki; omzuna iki kez tıklayan insanın uzattığı parayı geçiremeyen birisin.
"kaptan müsait bi yerde" diyen delikanlıyı vay be analar neler doğuruyor diyemeyen yada "müsağğğiit bi yer lütfaaağğn" diyen tiki kızımızı kesemeyensin.
şehir efsanelerine bile dahil olamıyorsun lan; mubarek bi yerde diyen amcaya camide bırakırım diyen şöföre tanık olamadan,
mükemmel bir yerde diyen ablaya size layık değil ama diyen şöför amcaya gülemeden yaşıyorsun.
bu ne biçim hayat ulenn der seni hafife alırım.
bunlar özellikle sabahları yolcu toplamak için kaplumbağa hızıyla seyreden dolmu$ belası yüzünden göt kadar yere yarım saatte gitme eziyetini ya$amamı$lardır, negzel.