Kokusunu alınca
göç mevsiminin
uçar can kuşu
ten bahçesinden,
fırtınalı pervazdan
savrulur ömrüm
giriverir usulca
kırların türküsüne
Köpüklere biner gider
sesler ve görüntüler
bir an da kesilir
kayaları aşındıran
taylarla yarışan
aşka güller açtıran
sımsıkı bacaklarım,
özüne biçim aranır
patlamaya hazır gülden
Kokusu olurum
kayaları delen fesleğenin
utanırım okşandıkça
aşk merdiveni gibi
kendime kapanırım
nasıl patlar bir dünya
koparıldıkça anlarım
Yeni öğrendiğim
ıssız türkülerde
biçim seçerim özüme
sınırsız kımıltıdan,
onarır kendini
yaşam ipliği
dantel olur
mor dallara,
sınar beni usanmadan
yakama yapışan ölüm. **