birer kere kutsal kitapları okuyan her insanın ulaşabileceği bilgileri "açıklayacağım" diyerek gizemli hale getiren doktor.sitesinde ilginç bilgiler var gördüğüm kadarıyla ama ekranlarda ki tek ilginç yan müzik...
kur'an'dan önce saçlarının şifresini çözmesini beklediğim ülkemin doktor ünvanına erişmiş sıradan insanı. bazıları dahi,üstün zeka,profesör olarak nitelendiriyor;
(bkz: seda sayan)
(bkz: türk halkı)
(bkz: eğitim görmemiş insanlar)
sabahların sedası gibi bir televizyon kirliliğine her sabah konuk olup, sedayla birlikte kafa ütüleyen zat. madem doktorsun, madem özel keşiflerin var bunu seda sayan gibi birinin programında dile getirmenin manası ne? gündüz kuşağı programları manyağı ev hanımlarına hitap ederek bir yerlere gelmek yakışır mı kariyerine?
sabahların sedasına kombinesini almış, her sabah ninelere kuranın şifrelerinden bahsetmekte. hedef kitle kendisi gibi ilim irfan sahibi olmayınca tabii(!) bazen söylediği cümleyide açıklama gereği hissediyor, şöyle ki;
- ..... manyetik alan işte bunlara neden olan, hani manyetik alan dedim ama öyle zararlı bişey değil, şu pusulayı oynatan şey varya o işte manyetik alan dediğim.
peşin not; seda sayanı izlemiyorum. çok zaplarım hepsi bu.
detaylı detaylı dinlemişliğim yok, teorilerini de bilmiyorum. fakat altına imzamı atabileceğim tek gerçek bu adamın kuran'ı bazı müslüman geçinenlerden daha fazla okumuş olduğu.
saçlarının arkasında kalkık bir bölüm var. Hep havada saçları.
Kuranı kerim ve islamiyet hakkında ipe sapa gelmez teorileri vardır.
Gelecekle ilgili tahminlerde bulunur. Bazı köşe yazarlarının kendisinden daha isabetli tahminleri vardır.
Ortalama zeka seviyesi altında insanlar için ilginç ve insanı sadece eğlendiren mis gibi bir din anlayışını temsil eder.
Ciddi dinlerseniz anlattığı dininde, matematiğinde baştan aşağıya hatalı olduğunu fark edersiniz. Önemi yok ama.
TV dünyası öyle bir şey işte.
Benim onun için kehanetim şu yönde. Kendisi ajdarla aynı kaderi paylaşacak, kulvarları aynı çünkü.
ahmet maranki'den sonra seda sayan'a giden herkesin doktor olduğu gerçeğini bize bir kez daha gösteren kişi. tıp doktoru olmasına rağmen bilimdeki basit doğruları kur'an ile temellendirmeyi kendine görev edinmiştir. kendisini severim ancak verdiği bilgilerin doğruluğuna inandığımdan değil, beni sürükleyici bir kurgu içine dahil ettiği içindir. bu cumartesi haydarpaşa garı'nda kokteyl havasında bir buluşma gerçekleştirecektir.
ben dahil cogu insan tarafindan "ucuyor bu adam" diye tanimlanan ancak kismen haksizliga ugrayan insandir. sonucta kimseye bir zarari yok, matematik bilimini kullanip, zorlayarak da olsa birseyleri ispatlamaya calisiyor.
ilim irfan ile ugrasan insanlari rahat birakmak lazim. birakin arastirsin, teoriler gelistirsin, matematiksel ispatlar yapsin. bilim ancak boyle gelisir. her begenmedigimize hakaret eder, dalga gecersek ne bilim, ne teknoloji gelisir. oldugumuz yerde sayariz.
the number 23 filmini izleyenler, o filmdeki jim carry'nin karakteri ile bu adamın uyuştuğunu farkedebilir. o adam şizofren olup her sayıyı 23'e denk getirebiliyordu. bu arkadaşta zilyon tane ayet numarasından bişeler çıkarmaya çalışıyor, yazık...
geçen sene bizim yurtta kalıyordu bu. uludağ üniversitesi tıp fakültesinde doktora mı yapıyormuş ne, tam emin değilim. haftanın birkaç günü gelip bizim karma yurdun avantajlarından faydalanıyordu. kızlarla muhabbetler falan.
bi akşam bunu bizim gece bekçisine elinde bi netbookla bi uçak nasıl düşmüş de nasıl garip olaylar olmuş falan anlatırken gördüm. o heyecanlı heyecanlı konuşuyordu, amca stv de dizi izliyordu.
yalnız adamın saçının tepesindeki bir yer hep dolaşık, keçelenmiş artık. düzgün bir şampuan tarak falan bulsun yazık ya.
