malum açıklamasını yapana kadar kimsenin umurunda olmayan, şu saçma sapan yerde kendisi hakkında sadece 32 (rakamdan anlamayan süper zekalılar için: yazıyla otuz iki) giri bulunan, açıklamasının ardından birden bire süper zekalıların dikkatini çeken ve ne adamlığı, ne de insanlığı bırakılan alim, müzik adamı ve avukat.
şu sözlük ortamı o kadar boktan ki, bok beyinli dallamaların beyinlerinden sıçtıkları boklar sayesinde iyice saçma bir yer oluyor ve insanı hayattan soğutuyor. adamın oğlu, hayatında inançer'in adını bile duymamış, kim olduğunu, neler yaptığını bir defa olsun işitmemiş, bunlara rağmen tek bir açıklamasını duymasıyla da adamı hemen dar ağacına gönderiyor. kendisini de cellat ilan ediyor, ondan sonra infaz.
lan ergen beynini dipçiklediğimin malı, seni geçtim, senin baban portakalda vitamin bile değilken bu adam istanbul üniversitesinde hukuk tedris ediyordu. müzik topluluklarında yer alıp meşk ediyordu. sohbetleri kitaplaştırılıyor, herkesin takdirini kazanıyordu sohbetleri ve kitapları.
ama beyinleri sümükleşip burunlarından akan ergenlerimiz ne yapıyor, dedeleri yaşındaki adama ağza alınmayacak küfürler edip adamı dakikasında infaz ediyor ve bunu da marifet addediyorlar.
lan boynunun üstünde kafatası diye taşıdığı tenekenin içinde beyin diye mercimek tanesi taşıyan zavallı, senin hayatında okumadığın sayıda kitabı var bu adamın! adamın karşısına geçsen, gıkın çıkmayacak, değil iki cümleyi, iki kelimeyi bile yan yana getiremeyeceksin, çıkmışsın burada, adamın arkasından atıp tutuyorsun.
o kadar gerizekalısın ki "lan bu adam bunu dedi de acaba daha önce bu adam ne ediyor, ne diyordu?" diye bile düşünmeden adama sayıp sövüyorsun. onu geçtim, adamın kurduğu iki cümleye bakıp bundan önce ne söyledi de konu buraya geldi acaba bile düşünmüyorsun. işte bu kadar da acizsin, salaksın, malın önde gidenisin.
bu arada şunun da farkına varın: adama beyinsiz filan diyorsunuz ya, işte bu söyledikleriniz bizzat sizin beyinsizliğinizi ortaya koyuyor.
patlayan bir efsane dahadır, o kadar. bizde böyledir. adamın eğitimi ne diye sorsan bilmezler, hoca efendi hoca efendi diye kıçında dolaşırlar. Ömer tuğrul bey, aklı başında, fikri düzgün işleyen, tutarlı bir avukattır. din hakkında söyledikleri de birinci elden tartışmasız bir şey değildir. bazen heyecana kapılıyorlar, söyleyecek her şey bittiği zaman ilginç olmak adına gidip duvara çarpıyorlar. nitekim öyle oldu. bu iftar saatine yakın, öncesi sonrası kopuk, anlamsız islami magazin muhabbetleriyle bu kadar oluyor. bir kanal da çıksın, o saatte sadece kuran yayınlasın. ya da türkçe kuran yayınlasın o saatte. illa magazin. konu nerden geldi lan kadın pedine, kanatlısına, kanatsızına...