bugün

küçük öykü türünün türk edebiyatındaki ilk büyük temsilcisidir. serim, düğüm, çözüm bölümleriyle geliştirilen olaylara dayanan ve genellikle beklenmedik bir sonuca ulaşan öyküleriyle türk edebiyatında maupassant tarzı temsil eder.
öykülerinin bir bölümü kendine güvenini yitirmiş türk toplumuna moral vermek amacıyla milli tarihin kahramanlık sayfalarından alınmış konuları; bir bölümü ise batılılaşmanın yol açtığı toplumsal aksaklıkları işlemiştir. türkçemizin sadeleşmesi için çaba harcamış yazarlarımızdandır.
milli edebiyat dönemimizin türkçülük akımını benimsemiş yazarlarındandır. türk öykücülüğünün kurucusu olarak kabul edilir. olay öykücülüğünde ileri seviye bir tekniğe sahiptir. türkçenin sadeleşmesi, yabancı dillerden arındırılması, ve sanatın halka yönelik yapılması gerektiğini savunmuştur. karşılığı dilimizde varken gereksiz fransızca, farsça, arapça tamlamaların deyimlerin kullanılmasına karşı çıkmıştır. realizm ve naturalizm akımları doğrultusunda eserler vermiştir.
çocukların okumaması gereken yazar. kesinlikle. 4. sınıftan 5.sınıfa geçtiğim yıl yaz tatilimi zehir eden hikayeleri yazan adam * * *.
enes buladının hakkındaki yazısı: http://www.korsanhaber.co...ografisi_MEB_tavsiyelidir
soyadı cem yılmaza ''save ettin'' şeklinde espri malzemesi olmuş türk hikayesi yazarı.. genelde olay hikayesi yazmıştır..
.2.1884 tarihinde Gönen'de doğdu. Öğrenimine Gönen'de başlayan Ömer Seyfettin, Ayancık'ta ve annesiyle birlikte geldiği istanbul'da Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye devam etti, Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesi'ni bitirip asker çocuğu olduğu için Kuleli Askeri idadi'sine yazıldı (1893), bir müddet sonra da Edirne Askeri idadisi'ne naklolarak öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra istanbul'da Mekteb-i Harbiye'ye gelen Ömer Seyfettin, piyâde mülâzımı sânisi rütbesiyle buradan mezun oldu. Teğmenlikle izmir'de (1903-1910), sonra üsteğmen olarak Rumeli'de görev yaptı (1908-1910). Askerlik'ten ayrılıp Selanik'e gelerek, Genç Kalemler dergisinde yazmaya başladı. Balkan Savaşında tekrar subay olarak orduya döndü, Yunanlılar'ın elinde bir yıl kadar esir kaldı. Esareti sırasında da öykü yazamaya devam ederek bunları Halka Doğru, Türk Yurdu ve Zakâ dergilerinde yayımladı. istanbul'a dönünce ordudan ikinci kez ayrılıp, ölümüne kadar Kabataş Lisesi edebiyat öğretmenliği yapan Ömer Seyfettin, 6 Mart 1920 tarihinde istanbul'da öldü..
''mahallileşme''hareketinibaşlatan ve türkçeyi yabancı sözcüklerden arındıran yazarımız.olay hikayeciliğinin ilk örneği..
36 yaşında iken 6 mart 1920'de vefat etmiştir. Vefatından kısa bir süre sonra (23 Nisan'da) ankara'da büyük millet meclisi açılmış ve bir çok yazar anadolu hareketine katılmıştı. ölüm tarihi bu açıdan da bakılırsa "tüh" denilecek cinstendir.

askeri okulda iken, kendisini döven bir arkadaşına, "sen şimdi güçlüsün ama söz veriyorum bir gün iyi arkadaş da olsak bunun intikamını alacağım" der. spora verir kendini, hatta bahçe demirleri ile idman yapacak hâle gelir.

tam altı sene sonra geçer arkadaşının karşısına, "seni döveceğim ama zayıf gelirsin, iki arkadaşını daha al gel" der. üçünü de bir güzel pataklar. idarede elinde kesici bir alet olduğu iddiası üzerine yöneticiye şöyle der: "müsade edin, gözünüzün önünde ispat edeyim olmadığını. her yumruğumda kafalarını patlatmazsam, kesici alet vardı dersiniz."

genç kalemler tahrir heyeti imzası ile yayınlanan yeni lisan makalesi ile başlayan konuşma dili yazı dili birleştirme çalışmaları nihayete ermiştir.

askerde subayken, bir yerden bir yere gidileceği zaman arkasında sandıklarla yüklü katırlar kitap taşırmış. olmazsa olmazlarından biri guy de maupassant'ın hikaye kitapları...

çok fazla eseri vardır. bunun haricinde ise çok fazla takma isim kullanmıştır. son yıllarda onlarca şiiri, hikayesi ve makalesi yeni yeni külliyatına eklenmiştir. belki ileride ona ait yeni yazı ve şiirlerle de karşılaşabiliriz.

vefat sebebi şeker hastalığı olarak bilinir ve ölümünden kısa bir süre sonra insülin keşfedilir.
çocukluk katili.

bilhassa çocuklara yönelik olduğu iddia edilen kitaplarında, öykülerinde karamsar bir hava; dayaktan ölen çocuklar; vicdan azabıyla kuduranlar; kafa kesip ev basan askerler vs unsurlar vardır.

sonra türk halkı neden okumuyor diyoruz...
genç kalemler dergisinde hikayeler yazmıştır. ayrıca edebiyat öğretmenliğide yapmış. dilimizin sadeleşmesinde, önemli bir yeri vardır. öykülerinin konularını anılarından, tarihten, günlük yaşamdan alır. öyküleri genelde beklenmedik sonlarla biter.
koyu bir ittihadçıdır.
eserlerinin konusunu çocukluk ve askerlik hatıraları, yaşadığı olaylar, tarihi menkıbeler oluşturur.
milli duyguları güçlü bir yazar olan ömer seyfettin, eserlerinde, tarihte yaşamış kahramanların hikâyelerini anlatarak okuyucuya bu duyguları kazandırmak ister.
gönenlidir. türkçülük akımına dahildir diyorlar.
türk hikayeciliğinin zirve şahsiyeti.oldukça akıcı ve devrine göre sade bir dille yazdığı hikayeler muhteşemdir.bence hala kimse ömer seyfettini aşamadı.36 yıllık kısacık ömrüne sayısız başarılı hikaye sığdırmıştır.çerkez asıllı olup türkçülüğe bağlı bir şahsiyettir.
kendisi turancıdır. nur içinde yatsın.
ölümünden sonra otopsi yapılmıştır. daha doğrusu yapılamamıştır. cansız bedeni masaya yatırılmış vaziyetteyken tepesinde gerzek gerzek ve gururla sırıtan bir hademe ve çevresinde bir sürü çömez tıp öğrencisinin resmi vardır. ittihatçı, turancı öykü yazarımızdır.

resimler ve bilgi için; tahir alangu, ''ömer seyfettin'' 1968
Rumeli'nin kaybedilmesini içine sindirememiş büyük vatanperver. Özelliklede Bir ermeni gencinin hatıra defteri isimli kitabı bölücülük derdinde olan mahlukatlara tavsiye edilir.
dönemnin en iyi öykü yazarıdır. bütün öyküleri okunmalıdır.
milli edebiyatın kurucusudur.
olay hikayesi yazarıdır.
günlük konuşma dilini kullanır.
ruh çözümlemelerinden uzak, türk tarihini ve kahramanlarını, günlük olayları, çoculuk anılarını anlatan hikayeler yazmıştır.
120'den fazla hikayesi vardır.
hikayeleri:
bomba,
yüksek ökçeler,
pembe incili kaftan,
diyet,
falaka..

romanları:
efruz bey,
yalnız efe.
yazdığı acıklı hikayelerle minicik yüreklerin duygularını sömüren yazar.
ilk olarak ilkokul 3te okudum. Bütün hikayelerini defalarca okudum. Koca adam oldum, hala okurum.
insanın içini burkan, karartan hikayeler yazan ve hiç hoşlanmadığım bir yazar....
Tüm eserlerini beğenerek okuduğum yazarlardan biri, 36 yaşında hayatını kaybetmesi edebiyatımız için büyük kayıp..
hiçbir romanına ısınamadım bu adamın. hep küçükken kaşağı ne ya öyle kitap mı olur derdim. ya da falaka. bilmiyorum sonuç olarak alışamadım. sıkıcı gelirdi.