göstermelik müslümanlarla en güzel alay eden, eserleri lisede din hocamız trafından tavsiye edilen, anlayana muhtesem mesajlar barındıran rubaileri bulunan ulu şair. şarab içerken yad etmek farzdır.
Hayyam, şarap iç, sarhoş olmak ne hoş,
Sevgilin de varsa, sarılmak ne hoş;
Er geç sonu yokluk madem bu dünyanın,
Yok say kendini, bak var olmak ne hoş!
Asıl adı Giyaseddin Ebu'l Feth Bin ibrahim El Hayyam' dır. 18 Mayis 1048'de iranin Nişabur kentinde doğmuştur. 4 Aralık 1131'de doğduğu yer olan Nişabur'da vefat etmiştir.
Yetmiş iki ayrı millet, bir o kadar da din!
Tek kaygısı seni sevmek benim milletimin;
Kafirlik müslümanlık neymiş, sevap günah ne?
Maksat sensin, araya dolambaçlar girmesin.
Umarım bu rubaileri daha önce yazılmamıştır 9 sayfanın hepsine bakamasam da yarısına baktım burada olanları yazmıcam haliyle, Semerkant daki tüm rubailerini bir deftere not etmiştim vakti zamanında, o sıralar da bir hayli araştırıp baya bir rubaisine sahip olmuştum kendilerinin, öyleyse zaman paylaşma zamanıdır efenim. ha bu arada unutulmamalıdır ki, bu rubailer çevirmedir, orjinal dilinde olmamasına rağmen bu kadar tat verebiliyorsa, Hayyam'ın aştığı aşikardir.
Hiç, hiç bir şey bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar
Şu cahillere bak, dünyaya egemen onlar,
Onlardan değilsen eğer, sana kafir derler,
Onlara aldırma Hayyam, yoluna devam et !
Zaman zaman bu dünyada bir adam kalkar,
Şişinerek: işte buradayım ! der.
Kısa bir düş boyunca sürer zaferi,
Ölüm gelmiştir bile ve: işte buradayım ! der.
Hayyam, yalnızdın sevgilinin yanında !
Şimdi gitti, artık ona sığınabilirsin.
Denizde boğulan su damlacığı,
Toprakta eriyen toz zerreciği,
Bu dünyadan geçişimiz nedir ki ?
Değersiz bir böcek,
Bir göründü, bir yok oldu.
Ayağa kalk, uyumak için
Önümüzde sonsuzluk var !
Rengarenk dünyada bir adam gezer,
ne zengin, ne fakir, ne mümin, ne zındık,
hiçbir gerçeğe dalkavukluk etmez,
hiçbir yasağı tanımaz...
Bu alacalı dünyada kimdir bu adam, cesur ve üzgün?
Oyunu oynayan Tanrı, bizlerse dama taşı!
işin doğrusu bu, gerisi laf-ı güzaf
Onun için dünya dama tahtası, bizler birer oyuncak
bıkar sonunda, salıverir hiçliğin kuyusuna!
Mey, yanakların kadar pembe olsun
Sıkıntım da saçının kıvrımları kadar hafif
Son olarak şöyle bir sözün sahibidir de; huzur bulsun ahiretin kara sessizliğindeki insan!
nizamülmülk ve hasan sabbah ile dostlukları pek çok kitapta anlatılan insan.bahsedilen ikilinin birbirine yapmadığı kalmazken ömer hayyam'a verdikleri ortak değer düşündürücüdür.
Hayyam bade ile sarhossan mutlu ol
Lale yanakli biriyle oturmussan mutlu ol
Madem ki dünyanin sonunda yokluk var
Say ki yoksun,varmissin gibi mutlu ol.
ben kendiliğimden var değilim bu varlığımla
kendim çıkmış değilim elbet bu karanlık yola
bir başka varlıktan gelmiş bendeki varlık
ben dediğin kim ola, nerde, ne zaman var ola
hatırla sevgili dizisinde "kimse bilmez" adıyla dinlediğimiz şarkının sözleride Ömer Hayyam a aittir...
Bulut geçti gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde.
seher yeli eser yırtar eteğini gülün.
güle bakınca çırpınır yüreği bülbülün.
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez..kimse bilmez..
Bulut geçti Göz yaşlarım kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde
Seher yeli eser yırtar eteğini gülüm
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
gene gün gelse, şu dünyada bir abad olsam,
gene aşık, gene sermest-i serazad olsam.
razıyım görmediğim cevri görüp canımdan,
gene kahrıyla perişan, gene berbad olsam,
nedense dindarların sarapcı diye tanımladıgı asmıs insan..
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
Ömer HAYYAM
Doğu dünyasına ait olmasına rağmen islam dünyasının bir parçası olarak görülmeyen çok iyi bir matematikçi olmasına rağmen rubaileriyle tanınan şair, matematikçi, astronom, filozof.