ömer hayyam rubaileri

entry120 galeri0 ses1
    45.
  1. ey zaman, bilmez misin ettigin kotulukleri?
    sana duser azaplarin, tovbelerin beteri.
    alcaklari besler, yoksullari ezer durursun:
    ya bunak bir ihtiyarsin, ya da esegin biri.

    her sabah yeni bir gun dogarken,
    bir gun de eksilir omurden;
    her safak bir hirsiz gibidir
    elinde bir fenerle gelen.

    dunya dedigin bir bakisimizdir bizim;
    ceyhun nehri kanli gozyasimizdir bizim;
    cehennem, bosuna dert cektigimiz gunler
    cennetse gun ettigimiz gunlerdir bizim.

    yasamanin sirlarini bileydin
    olumun sirlarini da cozerdin;
    bugun aklin var, bir sey bildigin yok:
    yarin, akilsiz, neyi bileceksin?

    icin temiz olmadiktan sonra
    haci hoca olmussun kac para
    hirka, tesbih, post, seccade guzel:
    ama tanri kanar mi bunlara?

    var mi dunyada gunah islemeyem, soyle;
    yasanir mi hic gunah islemeden, soyle;
    bana kotu deyip kotuluk edeceksen,
    yuce tanri, ne farkin kalir benden, soyle. *

    felek ne comert asagilik insanlara
    han hamam, dolap degirmen, hep onlara.
    kendini satmayan adama ekmek yok:
    sen gel de yuf cekme boylesi dunyaya

    bilgenin yureginde her dilek,
    anka kusu gibi gizli gerek.
    damla nasil inci olur denizde:
    sedefler icinde gizlenerek.
    2 ...
  2. 44.
  3. ey ozunun sirlarina akil ermeyen;
    sucumuza, duamiza onem vermeyen;
    gunahtan sarhosum, ama dilekten ayik;
    umudumu rahmetine baglamisim ben.

    buyukse de isyanim, kotuluklerim,
    yuce tanridan umut kesmis degilim;
    bugun sarhos ve harap olsem de yarin
    rahmete kavusur elbet kemiklerim.

    tanrim bir gecim kapisi aciver bana;
    kimseye minnetsiz yasamak yeter bana;
    sarap icir, oyle kendimden gecir ki beni
    haberim olmasin gelen dertten basima.

    rahmetin var, gunah islemekten korkmam;
    azigim senden yolda caresiz kalmam;
    mahserde lutfunla ak pak olursa yuzum
    defterim kara yazilmis olsun, aldirmam.

    derde gama yatkin yuregime aci;
    bu tutsak cana, garip gonlume aci;
    bagisla meyhaneye giden ayagimi,
    kizil kadehi tutan elime aci.

    akil bu kadehi ovdukce over;
    alnindan sevgiyle optukce oper;
    zaman ustaysa bu canim nesneyi
    hem yapar hem kirip bin parca eder.
    1 ...
  4. 43.
  5. can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
    ecel çiğnedi hepsini birer birer
    yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
    bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler.
    1 ...
  6. 42.
  7. bak, saki, yüreğim arındı bütün kaygılardan;
    gitti o kükreyen aslanlar, bomboş şimdi orman
    gece yıldız saçarken göklerin şarap kasesi
    benim kadeh boş günümü gün edeceğim zaman.
    0 ...
  8. 41.
  9. kader defterimi yeniden yazabilseydim
    kendime gönlümce bir başka hayat şeçerdim.
    bütün dertleri siler atardım dünyamızdan
    sevinçten gözklere uçardı düşüncelerim.
    1 ...
  10. 40.
  11. dilerim ölünce şarapla yıkanayım
    şarap şiirleriyle talkınlanayım
    mahşer günü arayan olursa beni
    meyhanemin önündeki topraktayım.
    1 ...
  12. 39.
  13. yaşamanı akla uydurman gerekir,
    ama bilmezsin akla uygun olan nedir;
    bereket eli çabuktur zaman usta'nın,
    başına vura vura sana da öğretir,
    0 ...
  14. 38.
  15. bedeninde et, kemik, sinir kaldıkça,
    dünyadaki yerini bil, kendinden şaşma.
    düsman zaloğlu rüstem olsa ger göğsünü,
    dostun karun olsa iyilik altında kalma.
    0 ...
  16. 37.
  17. dünyada akla değer veren yok madem,
    aklı az olanın parası çok madem,
    getir şu şarabı, alın aklımızı:
    belki böyle beğenir bizi el alem!
    0 ...
  18. 36.
  19. her gece aklım dalar gider engine.
    ağlarım, inciler dolar eteğime.
    sevdalıyım, şarap dayanmıyor bana:
    kafam baş aşağı bir çevrik bir tas mı ne!
    0 ...
  20. 35.
  21. şarap sen benim günüm güneşimsin!
    öyle bir dolsun ki seninle içim.
    bir bildik görünce beni sokakta:
    ne o, şarap, nereye böyle? desin.
    0 ...
  22. 34.
  23. hep bir çember, dolanıp durduğumuz!
    ne önümüz belli, ne sonumuz.
    kim varsa bilen, çıksın söylesin:
    nerden geldik?nereye gidiyoruz?
    2 ...
  24. 33.
  25. önce kendine gel, sonra meyhaneye;
    kalen ol da gir kalenderhaneye,
    bu yol kendini yenmişlerin yoludur:
    çiğsen başka bir yere git eğlenmeye.
    0 ...
  26. 32.
  27. şarap içip güzel sevmek mi daha iyi,
    iki yüzlü softaları dinlemek mi?
    sarhoşla aşık cehenneme gidecekse,
    kimselerin göreceği yoktur cenneti.
    3 ...
  28. 31.
  29. şarap benlik kaygusu bırakmaz sende
    çözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde
    iblis bir kadeh şarap içmiş olsaydı.
    secdeye yatardı adem'in önünde.
    2 ...
  30. 30.
  31. bu gecenin son gece olmasi da var;
    emret, gül rengi sarabı getirsinler
    gafil, bir gittin mi bir daha gelmek yok
    altın değilsin ki gömüp cıkarsınlar.
    0 ...
  32. 29.
  33. tanrım bir geçim kapısı açıver bana;
    kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana;
    şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni
    haberim olmasın gelen dertten başıma.
    1 ...
  34. 28.
  35. yel eser,umutlar dağılır gider;
    sensiz, bensiz kaır bağlar bahçeler;
    altın gümüş nen varsa harcamaya bak!
    ölür gidersin, düsmanın gelir yer.
    0 ...
  36. 27.
  37. bu dünyadan başka dünya yok, arama;
    senden benden başka düşenen yok, arama!
    vaz geç ötelerden, yorma kendini;
    o var sandığın yok mu,o'yok, arama!
    0 ...
  38. 26.
  39. ben ne camiye yararım, ne havraya!
    bir başka hamur benimki, başka maya.
    yoksul gavur,çirkin orospu gibiyim:
    ne din umurumda,ne cennet,ne dünya
    0 ...
  40. 25.
  41. bir damla şarap ver çin senin olsun
    bir yudumu bütün dinlerden üstün.
    söyle, ne var dünyada, saraptan boş?
    o acıya tatlılar feda olsun.
    2 ...
  42. 24.
  43. biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
    kuklacı felek usta, kuklalarda biz
    oyuna çıkıyoruz birer,ikişer
    bitti mi oyun,sandıktayız hepimiz
    1 ...
  44. 23.
  45. sarhos oldum mu aklım azalır;
    ayıldım mı sevincim dağılır.
    ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya?
    en güzeli öyle yasamaktır.
    3 ...
  46. 22.
  47. Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
    Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
    Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
    Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
    2 ...
  48. 21.
  49. ey kör; bu yer bu gök bu yıldızlar boştur boş!
    bırak onu bun da gönlünü hoş tut hoş!
    şu durmadan kurulup dağılan evrende,
    bir nefestir alacağın! o da boştur boş!!!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük