Var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
ey gönül, her an sevdiğinin kapısında ol;
her istediğini onda ara, onda bul.
aşk tavlasında hileye kaçma kalleşce;
koy ulan canını ortaya, soyulursan soyul.
dün özledim de seni coştum birden bire;
çıktım senin yerin göklere.
bir ses yükseldi ta yukarda, yıldızlardan:
gafil, dedi: bizde sandıgın tanrı sende!
omur defterimdenbir fal actim gonlumce;
halden anlar bir dost gelip fali gorunce:
ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin:
ay gibi bir sevgili, yil gibi bir gece.
şu dünyanın içinde, hepimiz bir sersemiz.
hiç durmadan güneşten, bir aydınlık isteriz.
güneş aydınlatandır, ilim ise bir fanus
bir o fanus içinde dönen suretleriz.
kötülükler, iyilikler geliyor, aslından.
gülüşün,ağlayışın; hep feleğin çarkından.
varsa aklın, ne şikayet ediyorsun ona sen,
daha biçare o; bahtın gelemez hakkından.
yel eser, umutlar savrulur gider
sensiz bensiz kalir baglar bahceler;
altin gumus nen varsa harcamaya bak
olur gidersin, dusmanin gelir yer.
sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki basimiz var bir tek bedenimiz.
ne kadar donersem doneyim cevrende:
er gec bas basa verecek degil miyiz?
dunyada akla deger veren yok madem,
akli az olanin parasi cok madem,
getir su sarabi, alsin aklimizi:
belki boyle begenir bizi el alem/
ferman sende guzel yasamak bizde:
senden ayigiz bu sarhos halimizle.
sen insan kani icersin, biz uzum kani:
insaf be sultanim kotuluk hangimizde?
bu dunyadan baska dunya yok arama
senden benden baska dusunen yok arama
vaz gec otelerden, yorma kendini:
o var sandigin sey yok mu, o yok, arama
su serviyle susen neden dillere destan?
neden hep onlara benzetilir hur insan?
birinin on dili var, bosbogazlik etmez,
otekinin yuz eli var el acmaz, ondan
benim halimden haber sorarsan,
bir cift sozum var sana, yurekten:
sevginle girecegim topraga,
sevginle cikacagim topraktan.
su dunyada uc bes gunluk omrun var,
nedir bu dukkanlarm, bu konaklar?
ev mi dayanir, bu sel yatagina?
bu ruzgarli yerde mum mu yanar?
dun geldi: nedir aradigin? dedi bana:
bensem, ne bakarsin o yana bu yana?
kendine gel de dusun, icine iyi bak:
ben senim, sen ben; aranip durma bosuna
sabah oldu goklere mavi mavi;
doldur, isik doker gibi, kaseyi
aci olmasina acidir sarap:
ama gercek acidir demezler mi?
adam olduysan hesap ver kendine:
getirdigin ne? goturecegin ne?
sarap icersen olurum diyorsun:
icsen de oleceksin, icmesen de
camiye gittim ama kimbilir niye
ne namaz kilmaya ne dua etmeye.
eskiden bir kilim yurutmustum
o eskidi gittim yenisini yurutmeye.
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma...
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben
Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
Dünya esen yel üstüne kuruldu..
Varlığımız iki yokluk arasındadır
Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin
Medresede söz vardır tekkede de hal
Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
ister şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir
Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
Yarını düşünmen beyhude bir heves
Bir çok kişiden arda kalanlar
Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin...
Niceleri geldi neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenlerde hep senin gibiydiler
Bu dünya kimseye kalmaz bilesin
Er geç kuyusunu kazar herkesin
Tut ki, Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak sen değil misin ?
ovada her kızıl lalenin teni
bir padişahın kanıyla beslendi.
yerden biten şu mor menekşe yok mu?
bir güzelin yanağındaki bendi.
mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
onlar gibi olmayana adam demezler.
gül verme istersen, diken yeter bize.
ışık da vermezsen, ateş yeter bize.
hırka,tekke, post most olmasa da olur,
kilise çanları bile yeter bize.
insan bastığı toprağı hor görmemeli
kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç?
ya bir şah kafasıdır, ya da vezir eli!
hak er geç cimrilerin hakkından gelir;
cehennem ateşleri onlar içindir.
ner der, dili inciler saçan muhammet*:
cömert gavur cimri müslümandan yeğdir.
varlığın sırları saklı senden, benden;
bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben
bizimki perde arkasında dedi-kodu:
bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.
bir geldi mi derin ölüm uykusu,
biter bu dünyanın dedi-kodusu.
ölenden bir haber bekler insanlar:
ne söylesin bilmez ki ne olduğunu!