Depremde kaybedilen öğretmenlerini unutan adam. Yalandan da olsa bir iki kelime bir şey söyle, yağmasan da gürle. ilk gün yaptığı şu kadar öğretmen kaybettik allahtan rahmet diliyoruzdan başka bir şey söyle. Öğretmenlerden nefret eden milli eğitim bakanı.
--spoiler--
26.10.2011 gecesi saat 23.30 Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer bir TV kanalında yardım toplama kampanyasına telefonla bağlanıyor. işimi bırakıyor; dikkatle izlemeye geçiyorum. Ömer Dinçer açıklamalarda bulunuyor. Yıkılan bir(1) okulumuz var diyor, öğrencilerimizi mağdur etmeyeceğiz diyor, tatili uzattık diyor. Spiker soruyor öğretmenlerimiz? Ama Milli Eğitim Bakanı her şeyi sayıyor, söylüyor ama ağzından öğretmen kelimesi de, ölen öğretmenlerimizin ailelerine başsağlığı mesajı da çıkmıyor. Onların yanındayız, maddi ve manevi olarak destekleyeceğiz söylemi de. Maalesef Öğretmenin ö'sü bile çıkmıyor öğretmenlerin Bakanı Ömer Dinçer'in ağzından Öğretmenlerim gerçekten çok üzgünüm, sahipsizliğinize, şartlarınızın kötülüğüne, ölümünüzde bile anılmamanıza Ömer Dinçer yıkılan bir(1) okulumuz var diyor ama yıkılan binlerce öğretmenin ve ailelerinin yüreğini düşünmüyor, görmüyor!
--spoiler--
Eğitim sistemimizin başına gelmiş en büyük felaket.
işin içinde olunca yapılan yenilik diye sunulanların ne kadar anlamsız olduğunun farkına varabiliyorsunuz. En basit örneği; Tüm öğrencilere tablet bilgisayar dağıtılacak olması. işin içinde olup da öğrenci profilini bilen insanlar durumun vehametinin farkında. Resmen devletin parasının çarçur edilmesi anlamında. Sonumuz hayrola.
4 senelik öğretmenliğim boyunca 3 ay tatil yaptığımı bilmiyordum mesela ben. eğitim cehaleti alırmış hakikaten. e 3 ay tatil yaparsan tabi alınır tatil hakkın. hatta der ki ''yeteri kadar tatil hakkı vereceğiz size''.
aha canım benim çok düşünceli.
dilini bilmeyen bir çok köyde, etinden sütünden yararlanılan öğretmenin ne hakkı var bişeyler istemeye arkadaş.
hayalleri varmış bakanımızın öğrenciler okuldan daha çok yararlansınmış. hafta sonlarıda okul olsunmuş. iyide hafta içi keçi gütmekten, tezek temizlemekten gelemeyen öğrenciler için de temizlikçi,yardımcı tutsan diyorum ben.
işletme mezunu adamı milli eğitim bakanlığına getirirsek neler olurun en iyi kanıtı.
derlerdi ki gelen gideni aratır. ey atalarım rahmet canınıza ne güzel söylemişsiniz vakti zamanında.
gelir gelmez güya icraatlerde bulunmuş fakat ne halt yediğini kendisi hariç hiç kimse anlayamamış.
---atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı öğrenci yetiştirme ile cumhuriyetin temel niteliklerini benimseme görevleri yasadan çıkarmış.
---yönetici kadrolarına yapılacak atamalarda yazılı sınavın yanına "performans kriterinin" de getirmiş. sınavdan yeterli not alamayan embesil yandaşlarına güzellik yapma şansını sekiz kat daha arttırmış.
--- devamsızlık yapan ilkokul öğrencilerinin evine gönderilecek heyetin içine din adamlarını, imamları katmış.
--- özre bağlı atamaları sadece yaz ayına indirmiş, yaz aylarında atamaların yapılacağını bildirmiş.
ve daha nicecleri. küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum. ne yapıyorsun arkadaşım?
"milli eğitim" denince aklına ne geliyor senin? "müfredat" hakkında en ufak bir bilgin var mı ?
ailesinde hasta bulunan öğretmen, yeni çocuğu olmuş evli öğretmen çiftler, rahatsızlığı bulunan fakat tam teşekküllü hastanelerde tedavi görmesi önerilen öğretmen, bunlar senin keyfin için yaz ayını mı bekleyecek?
--yeni doğmuş bebeği annesinden babasından bir sene ayırıyorsun ya sen mi emzireceksin yada baba şevkati göstereceksin?
--en kısa zamanda kanserli annesinin yanında bulunması gereken öğretmen kızı, sivas'ın köyünde sen mi teselli edeceksin?
--iki de bir kisti patladığı için daha büyük bir hastanenin olduğu bölgede görev yapması gereken öğretmeni sen mi tedavi edeceksin?
bu durumda ki insanların atamalarına tayinlerine karşı çıkıyorsun ya, çocuğun bozulan psikolojisini, annesine birşey olması durumunda yanında olamayan o öğretmenin ruh halini, kisti patladığında, sikimden bir sağlık ocağında tedavi göremediği için geberip gidecek eğitimcinin sağlığını sen mi düzelteceksin. vijdansız, ruhsuz adam??
o kadar çok küfür etmek geliyor ki bazen içimden tarifi imkansız. bir gün şu sağda solda patlayan bombalardan birini sarıp belime, şu heriflerin yanında artık patlamak istiyorum.
arkadaş bu milli eğitim bakanlığı yapıyorya. bir meşe odunundan neler yapılmaz bu ülkede onu düşünüyorum.
sürekli bahsediyor olduğumuz dinci kalitesizliğine en güzel örnektir kendisi.
şimdi şili de 70 gün sonra insanlar kurtarılmış sen tutup geciktiler biz 3 günde çıkarırdık diyorsun.
öncelikle tamamen yalan bu iddia. adamlar 28milyon tl harcamışlar bu iş için toplam. nasa yardım etmiş falan. yani bizde olup da nasa da bile olmayan teknoloji mi varmış diyesi geliyor insanın.
ama hadi diyelim ki doğru bizde o teknoloji var; o zaman neden adamları 70 gün bıraktın orada biz çıkarırız birader diyip haber etsyedin adamlara.
ama mesele o da değil. mesele aslında şu, böyle bir zihnin vahşiliği ve kalitesizliği.
çünkü biz 3 günde çıkarırdık diyen bir taraf var. diğer tarafta da belki 60-70 gün değil 100 gün de sürse çıkarmaya çalışacak pes etmeyen bir taraf var, ellerindeki teknolojinin 3 günde çıkarmaya yetmeyeceğini bildikleri halde çıkarıcaz lan diyenlere karşı bizim tarafta, 4-5 gün sürece kbir iş olsa ya bırak kalsınlar kurtaramayız nasılsa diyecek olan kalitesiz ve basiretsiz dinci akp zihniyeti.
ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen varken, milli eğitim sisteminin de nerden baksan 150 bin öğretmene ihtiyacı varken, 2011 kpss'ye giren öğretmenlere 55 bin sözü verilmiş iken,on binlerce öğretmen seçim uğruna kurban ve mağdur edilmiş iken;
kendi 'atanamamış öğretmenler diye uyduruk bir sorun çıkardılar' demiş.