söylenecek bir şeyler var dostum. dikkat etmeliydi ortağına. editörlük çalışmasını sıkı yaptırmalıydı. bu nedenlerle hatalı elbette. lakin konu sanıldığı kadar basit değil.
hele yaşınız yetiyor da prof luğunun alındığı günleri, tartışmaları ve ortamı hatırlayabiliyorsanız, meseleyi net anlarsınız. ayrıntılı bilgi için...(#12342184)
1.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, silikozis hastası kot kumlama işçileri için gözyaşı döküp ellerinden geleni yaptıklarını iddia ederek;Kendilerine yapılan bu katkının farkında olmalarını bekliyorum dedi!
2.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Zonguldak'ta yaşamını yitiren 30 madenci için,güzel öldüler dedi.
3.Şili'deki maden kazasında mahsur kalan işçilerin yeryüzüne çıkarılması hakkında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, inanılmaz bir açıklama yaptı: "Böyle bir kaza bizde olsaydı, madencilerimizi üç günde çıkarırdık.
Bakanımız hayırlı, uğurlu olsun...
maden işlerinde ölen emekçilere güzel öldüler diyerek hangi zihniyet ve zekaya sahip olduğunu gösteren eğitimli insan.!
milli eğitim bakanı olarak pırıl pırıl genç beyinleri güzelce öldürecek, belki de gurur duyacak bakandır.
çocuklarımızı şimdiden uyutmaya başlayalım.
intihal yaptığı kesin olan biri ülkemde bakan oluyor. zaman aşımı nedeniyle profesörlüğü elinde tutabiliyor ki normalde intihal sebebiyle böyle bir ünvana asla sahip olmaması gerekirdi. o zaman aşımı durumu da ayrıca sorgulanması gereken bir olay.
bu bakan sayesinde eğitimde modernleşme yerine sessizleşme politikası izlenecek, muhtemel kirli oyunların eğitim dalındaki piyonu olacaktır. bakarsın önümüzdeki senelerde kopya bile serbest olabilir. şaşır mıyım? hayır!
milliliği kalmamış eğitim bakanlığımızın eğitim kısmını da bırakmayacak olan bakan.
yaşımız bu ülkede kimlerin nasıl profesör olduğunu bilecek kadar olduğundan onun profesörlüğünü onayanların da 1980 sonrasında nasıl profesör olduğunu biliriz.
şimdi ben öğrencilerime siz kopya çekmeyin diye nasıl diycem lan?
intihal iddiası Ergenekonun benim müsteşarlıktan alınmam için hazırladığı özel bir projedir. Benimle ilgili operasyonu başlatan şu anda içeride, Ergenekondan tutuklu olan bir paşa. O talimatı verdiği günden 3 gün sonra, Emniyet istihbaratı bana bilgi notu olarak, şu paşa şunları şunları şöyle bir şey yapmıştır.Belgeler elimde. Başbakanlık Müsteşarı olmadan benim peşime hiç düşülmedi. Ne olduysa, ben 2003 Ekiminde müsteşar olduktan sonra oldu.
Özellikle bugün suçlandığım kitap, ben Başbakanlık Müsteşarı olana kadar 6 kez baskı yaptı, en az 40 üniversitede ders kitabı olarak okutuldu. Bu kitaptan 10 yıllık süre içinde yararlanan hocalar, bilim adamları, asistanlar, öğrenciler, bunu okuyan işadamları fark etmediler, 10 yıl sonra meçhul bir ihbarcı çıktı,intihal dedi. intihal isnat edilen 4 kitap, benim eserimden sonra çıktı. Acaba bir bilim adamı, kendi eserinden sonra çıkan kitaplardan alıntı yapabilir mi? Benim kitabımdan sonra çıkmış kitaplardan alıntı yaptığım için suçlanmış ve ceza almış bir arkadaşınızım. Ayrıca, daha önce çıkardığım bir kitaptan alıntı yaptığım için ceza aldım. Gururla, o basılmış 5 eserimi, halen piyasaya yeniden basıyor, satıyorum, akademik unvanlarımı yeniden kullanıyorum."
nimet çubukçu'nun yazdığı yazıyı da aşıran bakan.
neden kendi olamıyor acaba?
kendi fikri mi yok?
yoksa kendine mi güvenmiyor?
daha önceden akademik aşırma anlamına gelen intihal yapmıştı.
şimdi de nimet çubukçu'nun sözlerini aşırmış.
pes diyorum artık.
yüksek öğretim kurumu tarafından akademik hırsızlık veya daha çok bilinen ismiyle intihal yaptığı için öğretim üyeliğinden atılmıştı 2005 yılında. mahkemeye yaptığı itiraz da reddedilmişti. şimdi ise milli eğitim bakanıdır.
"...her yıl hiçbir şey yapmadan sadece 10 cümleyi ezberletsek, 100 cümle eder. 100 cümleyle çocuk derdini anlatabilir..." demiş kendisi. hâlâ daha ezberletmekten bahsediyor. sorunu çok aramasına gerek yok kendi söylediklerinden yola çıkarak bulabilir zaten.
intihal yaptığı mahkeme kararıyla sabit olmuş, kendisi yök tarafından profesör ünvanının iade edildiğini iddia etmiş, ancak yök cezanın kaldırılması ile ilgili davanın devam ettiğini, cezasının kaldırılmadığını açıklamıştır. http://gazetecileronline....irilmis-ve-iade-edilmemis
şu memlekete doğru düzgün bir milli eğitim bakanı gelmeyecek mi acaba?
dün trt haber'in canlı yayın konuğuydu. sunucu ilkokul birinci sınıftaki el yazısı ile fikirlerini sordu cevabı "bu konu hakkında fikrim yok" demek oldu. eğitimden habersiz. getireceği bazı uygulamalara mantıklı bakıyorum ancak hırsızlık yapmış bir adamın bakan olmasına tahammül de edemiyorum bu hırsızlığın sehven yapılmadığı aşikar.
öğretmenlerle uğraşmaktan bıkmadı hiçkimse. öğretmenliği bilen bir bakanın "üç ay tatil" dememesi gerekirdi. okullar haziranın ortasında kapanır ancak ilköğretimde öğretmenler 1 temmuz ortaöğretimde ise 15 temmuza kadar okula giderler. 1 eylülde ise okullar tekrar açılır. evet bütün meslek gruplarına göre 2 aylık tatil fazladır ancak 3 ay tatil ezberinin bozulması gerekir.
yaz tatillerinde bizler eğitime tabii tutulacakmışız. göreve yeni başlayan öğretmenlere hazırlayıcı eğitim ve temel eğitim olarak yaklaşık 4 ay süren eğitim verilir ve hiçbir boka yaramaz. ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin sıralarına oturtulan öğretmenlere yönetmelikler anlatılır. türkçe dersi verilir. orada derse giren müfettişler ve öğretmenler para kazanır. aday öğretmenlerin de kıçı ağrır oturmaktan. neticede yapılan sınavda kimse kalmaz çünkü boş beleş bir eğitimdir.
şimdi yaz aylarında yapılacak olan eğitimlerde sadece para harcanacağından adım gibi eminim. sadece "eğitim veriliyor" denilecek ve koskoca öğretmenler bacaklarının sığmadığı ilkokul sıralarında bütün yaz gidip gelecekler. umarım birilerinin bir yeri soğur.
yeni bakanımız yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenleri teşvik ediyormuşmuş. aman ne güzel! kendiyle aynı zhniyetteki okul müdürleri de destekliyor mu acaba. bu yaz yüksek lisansımı tamamladım. önceki yıllarda ders programımı ayarlayın dediğimde suratına tükürmek istediğim okul müdürü "ııı siz tez dönemindesiniz ihtiyacınız yok, ıııı evrak getirin, ııı ayarlıyoruz programı" diyerek haftalarca oyaladı. ancak kendinin odasına girip namaz kılan üç tane yalakanın ders programları özel mazeretleri sebebiyle çoooktaaan düzenlenmişti. teşvik böyle mi oluyor?
işte sinirleniyorum bazen ve böyle idarecilerin olduğu türkiyeden nefret ediyorum. "vatan sağolsun" diyen şehit anne babalarından nefret ediyorum. "cumhuriyetin bizim için manası kalmadı" diyen adamın bakan yapılmasına ses çıkarmayan türklerden nefret ediyorum.
Eğitim sistemimizin başına gelmiş en büyük felaket.
işin içinde olunca yapılan yenilik diye sunulanların ne kadar anlamsız olduğunun farkına varabiliyorsunuz. En basit örneği; Tüm öğrencilere tablet bilgisayar dağıtılacak olması. işin içinde olup da öğrenci profilini bilen insanlar durumun vehametinin farkında. Resmen devletin parasının çarçur edilmesi anlamında. Sonumuz hayrola.
ucu öğretmenlerin rahatına dokunan kararlar aldığı için asla sevilmeyecek. halbuki gelip öğretmen maaşlarına zam yapsaydı, üniversiteye giriş sınavında da ufak değişiklikler yapsaydı en büyük adamdı.
hükümetin 3-5 nöbetini devralmış kişidir. türkiyenin en büyük ve en sorunlu bakanlığına hızlı bir giriş yapmış ve tabiri caizse neşter vurmuştur, başarılı olup olamayacağını zaman gösterecektir elbette, işi zor görünmektedir ve sicili bozuktur kimilerince, birilerinin rahatını düzenini bozması tepkiyle karşılaşacağının göstergesidir. etliye sütlüye dokunmadan şu okullar olmasa maarifi ne güzel yönetirdim de diyebilirdi, ama o zoru seçti. allah yardımcısı olsun.
4 senelik öğretmenliğim boyunca 3 ay tatil yaptığımı bilmiyordum mesela ben. eğitim cehaleti alırmış hakikaten. e 3 ay tatil yaparsan tabi alınır tatil hakkın. hatta der ki ''yeteri kadar tatil hakkı vereceğiz size''.
aha canım benim çok düşünceli.
dilini bilmeyen bir çok köyde, etinden sütünden yararlanılan öğretmenin ne hakkı var bişeyler istemeye arkadaş.
hayalleri varmış bakanımızın öğrenciler okuldan daha çok yararlansınmış. hafta sonlarıda okul olsunmuş. iyide hafta içi keçi gütmekten, tezek temizlemekten gelemeyen öğrenciler için de temizlikçi,yardımcı tutsan diyorum ben.